Sayfalar

27 Şubat 2015 Cuma

SGK Primi tespitinde nelere dikkat edilmeli?

SGK Primi tespitinde nelere dikkat edilmeli?

5510 sayılı Kanun'un 80. maddesine göre; “Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dâhil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilâve edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, günlük kazanç sınırları da nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dâhil edilir.”

Hükümden de anlaşıldığı üzere ücret devretmemekte; ancak prim ve ikramiye gibi ücret dışındaki ödemeler devretmektedir. Örneğin fazla çalışma/mesai ücreti, hafta tatili ücreti, Ulusal Bayram-genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti gibi ödemeler devretmemektedir. Ancak, nakit ödenen kira yardımı, satış primi, işverence ödenen ikramiyeler devir matraha dâhil edilmektedir. Devir matrah ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere takip edilir ve prime esas kazanç üst sınırı dikkate alınır.

Bununla birlikte, ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenen tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin %30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.

Sigortalı adına aylık prim ve hizmet belgesinde bildirilecek olan prime esas kazanç tutarı tespit edilirken; ücret ve ücret niteliğindeki ödemeler ile yine prime esas kazanca dahil olacak ikramiye ve prim niteliğindeki ödemeler ile prime esas kazanca dahil olmayan ödemeler tespit edilmelidir.

Bu tespit sonucunda;

Prime esas kazanç matrahında; öncelikle kişinin o ay içinde aldığı ödemelerin yer alması gerekmektedir.
Ay içindeki prime esas kazanç sırasıyla; ay içindeki hak edilen ücret, ay içindeki prim ve ikramiye benzeri ödemeler ve devreden matrah şeklinde yapılmalıdır. Aşağıda ödemelerin niteliğine göre belirlenen çeşitli örneklerde prime esas kazancın nasıl belirleneceği yer almaktadır.

Kaynak: Dünya Gazetesi Resul Kurt - 27.02.2015

17 Şubat 2015 Salı

Bedelli askerlik yapanlar kıdem tazminatı alamaz

Bedelli askerlik yapanlar kıdem tazminatı alamaz

 

Kıdem tazminatı iş sözleşmesinin belirli nedenlerle sona ermesi durumunda işçilerin hak kazandığı bir tazminat türüdür. İşçilerin, bu tazminata hak kazanabilmeleri için belirli koşullar dahilinde işyerinden ayrılmaları gerekir.
Muvazzaf askerlik nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalan işçilerin kıdem tazminatı alma hakları var. Aynı işverene bağlı olarak en az 1 yıl çalışmışan işçi askere giderken kıdem tazminatını alabilir. Fakat buradaki koşul muvazzaf askerlik hali ile işyerinden ayrılmaktır.
Manevra veya herhangi bir diğer sebeple silah altına alınanlar bu haktan yararlanamaz. Bedelli askerlik şeklinde askerlik görevini yerine getiren kişiler de işlerinden ayrılmadıkları için kıdem tazminatına hak kazanamaz.

1 gün bile olsa birliğe gidilmesi gerekir

Bedelli askerlik durumunda, birliğe teslim olmak zorunluluğu olmadığı için işyerinden ayrılma durumu da sözkonusu değildir. Bu nedenle, 1 gün bile askerlik yapılmayacağı için bedelli askerlik yapacak işçiler işyerlerinden ayrılarak kıdem tazminatına hak kazanamaz.
Ancak 2011 yılındaki bedelli askerlik uygulamasında olduğu gibi 21 günlük bir temel eğitim sonrası terhis belgelerinin verilmesi sözkonusu olursa, bu kez işyerinden ayrılma gerekliliği ortaya çıkacağı için kıdem tazminatı hakkı doğacaktı. Bedelli askerliğin Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı şekliyle yasalaşması halinde, bedelli askerlik yapmayı tercih edecekler kıdem tazminatına hak kazanamayacak.

Temel eğitim alan bedelliler tazminat aldı

Bedelli askerlik açıklaması Başbakan tarafından yapılınca 18 bin TL’lik bedelin karşılanması için pek çok kişinin aklına kıdem tazminatı geldi. Ne yazık ki bedelli askerlikten yararlanacaklar kıdem tazminatı alamayacak. Geçtiğimiz dönemde 21 gün temel askerlik eğitimi alarak ve belirli bir rakam ödeyerek bedelli askerlik yapanlar yargı kararıyla kıdem tazminatına hak kazanmışlardı. Bu kez doğrudan para ödenerek terhis olunacağı ve askerlik hizmeti yapılmayacağından dolayı, bedelli olarak askerlik hizmetini yerine getirecek işçiler bu bedeli ödemek için kıdem tazminatlarını kullanamayacak. İşçiler banka kredileriyle bedelli askerliği finanse etmek durumunda kalacak.

Kıdem tazminatı askere gitmeden önce

Muvazzaf askerlik görevi nedeniyle işyerinden ayrılan ve o işyerinde veya aynı işverene bağlı olarak en az 1 yıllık çalışması bulunan işçiler, askere giderken kıdem tazminatını alabiliyor. Kıdem tazminatı kural olarak peşin ve bir defada ödenmelidir. Dolayısıyla, işçi askere gitmeden önce kıdem tazminatını peşin olarak alabilir. Fakat işveren ödeme gücünün olmadığını beyan eder ve işçi de kabul ederse kıdem tazminatının taksitle ödenmesi mümkündür. İşçi kabul etmezse taksitle ödeme söz konusu olamaz.
İşçi bu durumda noter kanalı ile işverene ihtarname çekerek bir an önce tazminatın ödenmesini isteyebilir. İhtarname kanalı ile de sonuç alınamazsa, işçi iş mahkemesinde dava açmalıdır. Kıdem tazminatı alacağında zaman aşımı süresi 10 yıldır. Bu süre hak düşürücü süredir. Dolayısıyla işçilerin bu süreyi geçirmemeleri gerekir. Aksi takdirde, kıdem tazminatı alamazlar.

Askerlik dışında kıdem tazminatı

Kıdem tazminatı için işten ayrılma biçimi çok önemli. Erkekler için askerlik, kadınlar için evlenme, malullük aylığına hak kazanma ve işçinin ölümü halinde kıdem tazminatı hakkı doğar. İşverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymama hali dışında işten çıkardığı işçilerin de kıdem tazminatı hakkı bulunmaktadır. İşçi, haklı nedenle veya işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymaması durumunda da kıdem tazminatına hak kazanır.

İşsizlik maaşı askerden dönünce

Askerlik nedeniyle işten ayrılacak işçiler, eğer gerekli koşulları sağlamışlarsa işsizlik maaşına başvurabilirler. Fakat bu başvurularını askere giderken değil, askerden dönünce yapmalıdırlar. İşçiler açısından önemli olan husus, askerlik nedeniyle işten ayrılmaları durumunda İŞKUR’a bu bildirimin doğru kod ile yapılmasıdır. İşveren eğer askere giden işçisi için doğru olan ‘12’ kodu yerine istifa kodu olan ‘03’ ile bildirim yaparsa, işçi askere gidiyor olmasına rağmen işsizlik maaşından yararlanamaz.
Askere giden işçinin işsizlik maaşı alabilmesi için adına son 120 gün kesintisiz işsizlik sigortası primi yatırılmış olması gerekir. Bunun yanında, son 3 yıl içerisinde 600 gün prim ödeyenler 6 ay, 900 gün prim ödeyenler 8 ay, tamamında prim ödeyenler ise 10 ay işsizlik maaşından yararlanabilir.

Çalışma Yaşamı  |  Cem Kılıç

Süt izinlerini toplu kullanırsam ne olur?

Süt izinlerini toplu kullanırsam ne olur?

 

Soru: Süt iznimi günlük 1.5 saatleri birleştirerek toplu kullanmak istiyorum, işveren günlük kullanmam gerektiğini söylüyor. Kıdem tazminatımı alıp işten ayrılabilir miyim?
Cevap: Süt izni hakkı bir yaşından küçük çocukları emzirme için günde bir buçuk saattir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır” şeklinde tanımlanıyor.
Kadın işçilerin 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günlük bir buçuk saat olarak verilen süt izni hakkı pek çok işveren tarafından özellikle büyük şehirlerde birleştirilerek haftanın bir günü işe gelinmemesi şeklinde uygulanıyor. Süt izni hakkının bu şekilde uygulanması aslında kanuna aykırı. Kanun açıkça süt izninin günde bir buçuk saat olarak kullanılmasını ve bu sürenin de günlük çalışma süresinden sayılması gerektiğini ifade ediyor.
Özellikle büyükşehirlerde kadın işçilerin gün içerisinde evine gidip çocuğu emzirmesi ve yeniden işine dönmesi mümkün değil. İşe geç gelinmesi veya erken çıkılmasında ise işyerlerine gidiş gelişte servisler kullanıldığı için işten erken çıkan annenin evine ulaşması için kendi cebinden ulaşım masraflarını karşılaması sorunu ortaya çıkıyor. Kanundaki ifade açık olduğu için kadın işçilerin süt iznini günlük bir buçuk saat olarak kullanması gerekiyor. İşvereniniz eğer bu şekilde kullanmanızı isterse buna uymak durumundasınız. Bu nedenle işinizden ayrılmanız ve kıdem tazminatına hak kazanmanız mümkün değil.
Diğer yandan günlük bir buçuk saat olarak kullanılacak süt izninin günün hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağı kadın işçi tarafından belirlenmektedir. Yani işe geç mi gelineceği, yoksa erken mi çıkılacağına kadın işçi kendisi karar verebilir.

Çalışma Yaşamı  |  Cem Kılıç

12 Şubat 2015 Perşembe

Prim Teşviklerinden Yersiz Yararlanılan Dönemlerin e-Bildirge Ekranında Görüntülenebilmesine İlişkin Duyuru


SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

PRİM TEŞVİKLERİNDEN YERSİZ YARARLANILAN DÖNEMLERİN E-BİLDİRGE EKRANINDA GÖRÜNTÜLENEBİLMESİNE İLİŞKİN DUYURU

Bilindiği gibi, sigorta primi teşviklerinden yersiz yararlandığı için teşvik hata listelerinde  yer  alan işverenlerin,  2014/Ekim  ayına ait  aylık  prim  ve hizmet  belgesinden başlamak üzere cari dönemlerde e-Bildirge sistemi üzerinden hatalı kanun numarası seçerek düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesi için düzeltme yapılmadığı sürece aynı kanun numarasından aylık prim ve hizmet belgesi göndermeleri engellenmiştir.

 

Söz konusu işverenlerin, hangi teşvikten, hangi dönemde ve hangi nedenden dolayı hata listesinde yer aldığına ilişkin bilgileri ilgili sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine gidilmesine gerek kalmaksızın öğrenebilmelerini teminen e-Bildirge programına   “Prim   Teşviklerinden   Yersiz   Yararlanılmış   Dönemler”   başlıklı   bir   link eklenmiştir.

 

Bu  link  vasıtasıyla;   yersiz  yararlanılan   teşvik  kanun  numarası,  dönemi,  ilgili sigortalının TC kimlik numarası, hata nedeni ve hata listesinin çalıştırıldığı zamanı gösteren tarih ve zaman bilgileri görüntülenebilmektedir. Ayrıca söz konusu linkte yer alan hata listesindeki kayıtlar belirli aralıklarla Kurumumuzca güncellenecektir.

İşverenlerimize önemle duyurulur. 12/2/2015

 

 

10 Şubat 2015 Salı

Psikoloji ve insan : Mutluluğu nasıl sağlarız ?

Psikoloji ve insan : Mutluluğu nasıl sağlarız ?

Yaklaşık 500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapacağını söyledi  ve  herkese bir balon verildi. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.

Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, bir birlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu.

5 dakikanın sonunda neredeyse kimse kendi balonunu bulamamıştı.

Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Böylece kısa bir sürede içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.

Konuşmacı dedi ki: "Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Yalnızca kendi mutluluğuna odaklanıyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. 

Ve insanların yaşam amacı da budur...

Mutluluğun peşinden gitmek."

7 Şubat 2015 Cumartesi

Sigorta prim matrahına dahil edilmeyecek kazançlar

Sigorta prim matrahına dahil edilmeyecek kazançlar

1. Giriş

 

Hizmet akdi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu md. 4/1/a bendi (işçi) kapsamında çalışanların bazı kazançları tamamen ya da kısmen, yine 5510 sayılı Kanun md. 80/1/b bendi hükmüne göre prime esas kazançlar toplamından istisna kılınmıştır. Bu kazançlar anılı bentte şu şekilde sıralanmıştır;

 

1. Ayni yardımlar (Para olarak değil, madde olarak verilen yardımlar),

2. Ölüm, doğum ve evlenme yardımları,

3. Görev yollukları,

4. Seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı, kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti,

5. İhbar tazminatı,

6. Kasa tazminatı,

7. Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları,

8. İşverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları prime esas kazanca tabi tutulmaz.

 

Uygulama detayları, 01.09.2012 tarihli “İşveren Uygulama Tebliğinde” açıklanmıştır. Konuya ilişkin olarak daha önce yayımlanan 28.09.2008 tarihli “5510 Sayılı Kanunun 4’üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) ve (b) Bentleri Kapsamındaki Sigortalılar İle Sadece Genel Sağlık Sigortasına Tabi Sigortalıların Prime Esas Tutulacak Kazançlarına Dair Tebliğ” ise 01.09.2012 tarihli İşveren Uygulama Tebliği ile yürürlükten kaldırılmıştır.

 

2. Hükmün Sınırlayıcı Özelliği

 

Madde, prim hesabında dikkate alınmayacak kazanç türlerini örnek verici değil sayılı ve sınırlı bir biçimde öngörmüştür. Kanun md. 80/1/c bendinde de: “b bendinde belirtilen istisnalar (yukarıda maddeler halinde belirtilen kazançlar) dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz” denmiştir. Bu bakımdan, sigortalılara yakacak, temizlik, aydınlatma ve benzeri nitelikteki giderleri için yahut tahsil veya mesken yardımı gibi kanunda ismen sayılmayan nedenlerle yapılan ödemeler, ödemenin yapıldığı aydaki prime esas kazanca dahil edilecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.6). Bunun gibi örneğin toplu iş sözleşmesi ile “Hizmet Yılı Ödülü” adı altında yapılan ödemeler Gelir Vergisi Yasası, Damga Vergisi Yasası, Sosyal Sigortalar Yasası ve İşsizlik Sigortası Yasası anlamında geniş anlamda vergiye ve prime esas kazanç olarak kabul edilmelidir (Yargıtay 9. H.D. 03.06.2010, E. 2010/14414; K. 2010/16344). Yine işçiye bildirim süresince iş araması için belli bir süre izin verilmesi (yeni iş arama izni) İş Kanununun gereği olup, bu süre zarfında işçi-işveren arasındaki hukuki bağ sona ermediğinden bildirim süresi içinde işçinin aldığı ücretler prime esas kazanca da dahil edilecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.8.5).

 

3. Ayni Yardımlar (Para Olarak Değil Madde Olarak Verilen Yardımlar)

 

İşverenlerce sigortalılara mal olarak yapılan yardımlar, tutarları üzerinde durulmaksızın, prime esas kazançlara dahil edilmeyecektir. Ancak, ayni yardımların sigortalılara nakden ödenmesi halinde (örneğin yağ parası, un parası, ayakkabı parası gibi) prime tabi tutulması gerekmektedir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.8.1).

 

İşverence, işçiye atıfet (iyilik) niteliğinde yapılan yardımın mal olarak değil de, bunun parasının verilmesi biçiminde gerçekleşmesi halinde yapılan yardımın ayni yardım sayılıp sayılmayacağı 506 sayılı Kanun döneminde (01.10.2008 tarihinden önce) hep sorun olarak ortaya çıkmıştır. Konu, 2003 tarih ve 4958 sayılı Kanunla, 506 sayılı Kanunun prime esas sayılmayan kazançları düzenleyen 77. maddesi değiştirilerek (29.07.2003 tarih ve 4958 sayılı Kanun 36. md. ile 01.01.2004 yürürlük tarihli olarak) Kanunda belirtilen istisnalar dışında her ne ad adı altında olursa olsun sigortalıya yapılan ödemelerin prime esas kazanç sayılacağının belirtilmesi nedeniyle daha da önem kazanmıştır. Yargıtay kararları da sorunu tam olarak çözüme bağlayabilmiş değildi. Yargıtay, 506 sayılı Kanunun 77. maddesi 4958 sayılı Kanunla değiştirilmeden önce toplu iş sözleşmesi uyarınca ödenen araç ücretleri, elbise dikiş ücretleri, elektrik ücreti, yakacak ve yakıt paraları ile yemek paralarını ayni yardım olarak kabul etmişti. Ancak, Kurumun 08.08.2003 tarih ve 16-294 Ek Genelgesinde, ayni yardımların nakden ödenmesi durumunda bunların prime esas kazançlar tutarına dahil edilmesi gerektiği belirtilmişti. Buna rağmen, Yargıtay 2007 yılında vermiş olduğu bir kararında, “Ayni yardımdan amaç sosyal veya kişisel bir ihtiyacın karşılanması yolunda yapılan bir yardımdır. Yardımın ayni veya nakdi olarak yapılmasının önemi bulunmamaktadır” diyerek önemli olanın yardımın niteliği olduğu, yoksa bunun para olarak ya da mal olarak yapılmasının yardımın niteliğini değiştirmeyeceğini belirtmişti (Yargıtay 21. H.D. 05.02.2007, E. 2006/4180, K. 2007/1193). 5510 sayılı Kanunun md. 80/1/c bendi tüm bu tartışmalara son verecek nitelikte bir hüküm ihtiva etmektedir. Zira, mülga 506 sayılı Kanunun 4958 sayılı Kanunun 36. maddesi ile değişik 77. maddesindeki “Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur” hükmüne, 5510 sayılı Kanun md. 80/1/c bendinde bu kez “(b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz” şeklinde çok daha açık biçimde yer verilmiştir.

 

4. Ölüm, Doğum ve Evlenme Yardımları

 

Ölüm, doğum ve evlenme hallerinde yapılan yardımlar, miktarı ne olursa olsun, prime esas kazançların hesabında dikkate alınmayacaktır. Sigortalının anne ve babası, eşi veya çocuğunun ölümü halinde sigortalıya verilen ölüm yardımı ile sigortalının evlenmesi veyahut çocuğunun olması halinde işveren tarafından yapılan doğum ve evlenme yardımları prime esas kazançların hesabına dahil edilmeyecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.8.2).

 

5. Görev Yollukları

 

Görev yolluğu, 6245 sayılı Harcırah Kanununun 3’üncü maddesinde açıklanmıştır. Anılan maddede belirtilen yol masrafı, gündelik, aile masrafı ve yer değiştirme masrafı niteliğinde yapılan ödemeler yolluk kapsamındadır. Bu bakımdan, sigortalılara bireysel iş sözleşmesine veya toplu sözleşmeye dayanılarak ve işveren tarafından sigortalının geçici bir görevle başka yere gönderilmesi veya görev yerini değiştirmesi dolayısıyla verilen ve yolluk kavramına giren ödemeler prime esas kazanca dahil edilmeyecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.8.3).

 

6. Seyyar Görev Tazminatı, Kıdem Tazminatı, İş Sonu Tazminatı, Kıdem Tazminatı Mahiyetindeki Toplu Ödeme ve Keşif Ücreti

 

Görevleri gereği sigortalılara ödenen seyyar görev tazminatı, iş akdinin feshi veya çeşitli sebeplerle işten ayrılan işçilere işveren tarafından bir defaya mahsus olmak üzere ödenen kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödemeler ve keşif ücreti; prime esas kazancın hesaplanması sırasında dikkate alınmayacaktır. Ancak, yukarıda belirtilen ödemeleri kanıtlayıcı nitelikteki belgeler, gerektiğinde denetim elemanlarına ibraz edilecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.8.4).

 

7. İhbar Tazminatı

 

4857 sayılı Kanunun 17’nci maddesinde, belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerektiği, işçinin kıdemine göre değişen süreler sonunda iş sözleşmesinin feshedilmiş sayılacağı, bildirim şartına uymayan tarafın, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminatı (ihbar tazminatı) ödemek zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu durumda sigortalının işyeri ile hukuki ilişkisi iş sözleşmesinin feshi ile sona ermiş olduğundan, ödenen tazminat, ücret niteliğinde olmadığı için prime esas kazanca da dahil edilemeyecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.8.5).

 

8. Kasa Tazminatı

 

İşyerlerinde para veya kıymetli evrak ya da eşya muhafazası ile görevli bulunan sigortalılara muhtemel açıkları kapatmak amacıyla işverenler tarafından ödenen kasa tazminatları, ücret niteliğinde sayılamayacağından, prime esas kazançtan istisna tutulması gerekmektedir. Ancak, kasa tazminatı niteliğinde olan ödemelerin para ve kıymetli evrak veyahut eşya muhafazası ile görevli bulunan sigortalıya ödenmesi gerektiğinden, bu tür sorumluluğu bulunmayan sigortalılara bu nitelikte bir ödemenin yapılması halinde söz konusu ödemeler prime esas kazanca dahil edilecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.8.6).

 

9. Yemek, Çocuk ve Aile Zamları (Kısmen Prime Tabi Tutulacak Kazançlar)

 

9.1.Yemek Paraları (Yardımı)

 

Sigortalılara yemek parası adı altında yapılan ödemelerin, işyerinde veya müştemilatında işveren tarafından yemek verilmemesi şartıyla, fiilen çalışılan gün sayısı dikkate alınarak günlük asgari ücretin % 6 sının, yemek verilecek gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktarı, prime esas kazançların tespitinde dikkate alınmayacak, dolayısıyla bu tutardan prim kesilmeyecektir.

 

Bu durumda, yemek parası adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

 

İstisna Tutarı = Brüt Günlük Asgari Ücret x % 6 x Yemek Parası Verilen Gün Sayısı (Ay İçinde Fiilen Çalışılan Gün Sayısı)

 

Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Parası = Ödenen Yemek Parası – İstisna Tutarı

 

formülü vasıtasıyla hesaplanacaktır.

 

Öte yandan, sigortalılara ay içinde yemek parası olarak nakit ödeme yapılmaksızın, çalıştıkları işyerinin dışında yemek üretimi yapan başka firma veya şahıslar tarafından (örneğin yemek kuponu karşılığında) gerek işyerinde, gerekse işyerinin dışında yemek verilmesi halinde, işverenlerce bu firma veya şahıslara fatura karşılığında yemek bedeli olarak ödenen fatura bedelleri prime esas kazanca dahil edilmeyecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.7.1).

 

Örnek: Aylık brüt ücreti 3.000,00 TL olan sigortalıya 2015/Ocak ayında 210 TL tutarında yemek parası ödenmiştir. Sigortalının ilgili ayda hafta sonları (Cumartesi ve Pazar günleri) ve 1 Ocak günü fiilen çalışmadığı göz önüne alındığında yemek parası adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

 

İstisna Tutarı = Brüt Günlük Asgari Ücret x % 6 x Yemek Parası Verilen Gün Sayısı (Ay içinde Fiilen Çalışılan gün sayısı)

 

İstisna Tutarı = 40,05 TL x % 6 x 21 Gün = 50,46 TL,

 

Prime Esas Kazanca dahil edilecek yemek parası = 210 TL - 50,46 TL= 159,54 TL

 

9.2.Çocuk Zammı (Yardımı)

 

Sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla ve fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın; sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan çocuklarından 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 05.06.1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ya da işletmelerde mesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın Kanuna göre malul olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarından en fazla iki çocuk (iki çocuk dahil) için çocuk zammı adı altında yapılan ödemelerin, çocuk başına aylık asgari ücretin %2'si, 657 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (C) bendi kapsamında çalışan sigortalıların aynı şartları haiz her bir çocuğu için % 4’ü  oranındaki tutarı, aylık prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır (İşveren Uygulama Tebliği, 7.7.2).

 

Bu durumda, çocuk zammı adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

 

İstisna Tutarı = Brüt Aylık Asgari Ücret x % 2 x Çocuk Sayısı (İki Çocuğa Kadar)

 

Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Çocuk Zammı = Ödenen Çocuk Zammı – İstisna Tutar

 

formülü vasıtasıyla hesaplanacaktır.

 

Örnek: Aylık brüt ücreti 3.000,00 TL olan sigortalıya 2015/Ocak ayında 4 çocuğu göz önüne alınarak çocuk başına 50 TL çocuk zammı verilmiştir. Sigortalının prime esas kazancına dahil edilecek tutar;

 

İstisna Tutarı = Brüt Aylık Asgari Ücret x % 2 x Çocuk Sayısı (İki Çocuğa Kadar)

 

İstisna Tutarı = 1201,50 x %2 x 2 = 48,06 TL

 

Prime Esas Kazanca dahil edilecek çocuk zammı = 200 TL - 48,06 TL = 151,94 TL

 

9.3.Aile Zammı (Yardımı)

 

Sigortalılara aile zammı adı altında yapılacak ödemelerin, sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın, sigortalının eşinin Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmaması ve Kurumdan gelir veyahut aylık almaması durumunda, aylık asgari ücretin %10'u, 657 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (C) bendi kapsamında çalışan sigortalıların aynı şartları haiz eşi için  % 20’si oranındaki tutar aylık prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır (İşveren Uygulama Tebliği, 7.7.3).

 

Bu durumda, aile zammı adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

 

İstisna Tutarı = Brüt Aylık Asgari Ücret x % 10

 

Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Aile Zammı = Ödenen Aile Zammı - İstisna Tutarı

 

formülü vasıtasıyla hesaplanacaktır.

 

Örnek: Aylık brüt ücreti 3.000,00 TL olan sigortalıya 2015/Ocak ayında 150 TL tutarında aile zammı verilmiştir. Sigortalının prime esas kazancına dahil edilecek tutar;

 

İstisna Tutarı = Brüt Aylık Asgari Ücret x % 10

 

İstisna Tutarı = 1201,50 x %10 = 120,15 TL

 

Prime Esas Kazanca dahil edilecek aile zammı = 150 TL – 120,15 TL = 29,85 TL

 

9.4.Yemek Yardımı, Çocuk Yardımı ve Aile Yardımının Yıllık Bir Defada Ödenmesi

 

Diğer taraftan, sigortalılara yemek parası ile çocuk ve aile zamlarının yıllık olarak bir defada ödenmesi halinde, bu defa ödemenin yapıldığı tarihteki asgari ücret üzerinden:

 

Yemek parası için;

 

Yıllık İstisna Tutarı = Brüt Günlük Asgari Ücret x % 6 x Yemek Parası Verilen Gün Sayısı (Yıl İçinde Fiilen Çalışılan Gün Sayısı),

 

Yıllık Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Parası = Yıllık Olarak Ödenen Yemek Parası - Yıllık İstisna Tutarı

 

Çocuk zammı için;

 

Yıllık İstisna Tutarı = Brüt Aylık Asgari Ücret x % 2 x Çocuk Sayısı (İki Çocuğa Kadar) x 12 Ay,

 

Yıllık Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Çocuk Zammı = Yıllık Olarak Ödenen Çocuk Zammı - Yıllık İstisna Tutarı

 

Aile zammı için ise,

 

Yıllık İstisna Tutarı = Brüt Aylık Asgari Ücret x % 10 x 12 Ay

 

Yıllık Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Aile Zammı = Yıllık Olarak Ödenen Aile Zammı - Yıllık İstisna Tutarı

 

formülü vasıtasıyla ödemenin yapıldığı ayın kazancına dahil edilecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.7.3).

 

10.  Özel Sağlık Sigortası Primi ve Bireysel Emeklilik Katkı Payı Tutarları (Kısmen Prime Tabi Tutulacak Kazançlar)

 

Kanunun 80’inci maddesinin birinci fıkrasının b bendinde, “… işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz” denilmektedir. Sigortalı adına ay içinde özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payı adı altında işverence yapılan ödemeler toplamının aylık asgari ücretin % 30’una isabet eden kısmı prime esas kazanca dahil edilmeyecek, kalan tutar ise ödendiği ayın prime esas kazancına dahil edilecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.7.4).

 

506 sayılı Kanunda özel sağlık sigortası primlerinin, pirime esas kazanç kavramına dahil edilip edilmeyeceği konusunda bir açıklık bulunamamakta idi (01.10.2008 tarihine kadar). Yargıtay 21. Hukuk Dairesi de 05.02.2007 tarih ve E. 2006/4180, K. 2007/1193 sayılı kararıyla (Ayrıca bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 30.12.2009, E. 2009/10-573, K. 2009/605; Yargıtay 10. H.D. 07.12.2010, E. 2009/8706, K. 2010/16087; Yargıtay 10. H.D. 29.01.2009, E. 16915, K. 738. Ancak yüksek mahkemenin 01.10.2008 sonrası verilen kararlarında uyuşmazlık 506 sayılı Kanun dönemine aittir; yani 01.10.2008 tarihinden öncesine) bizce de isabetli olarak, özel sağlık sigortası primlerinin kesintiye tabi olmadığı sonucuna varmıştı. 5510 sayılı Kanun ise bu konuyu açık bir hükümle düzenleyerek (01.10.2008 tarihinden sonra), işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin %30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarlarının prime esas kazanç toplamına girmediği yolunda bir düzenleme getirmiştir. Bu ödemelerin asgari ücretin %30’unu aşan kısmı ise prim kesintisine tabi olacaktır. 

 

Özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payı adı altında işverenlerce yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

 

İstisna Tutarı = Brüt Aylık Asgari Ücret x % 30

 

Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Özel Sağlık Sigortası Primi ve Bireysel Emeklilik Katkı Payı Tutarı = Özel Sağlık Sigortası Primi + Bireysel Emeklilik Katkı Payı – İstisna Tutarı formülü vasıtasıyla hesaplanacaktır.

 

Örnek: 2015/Ocak ayında sigortalı için işverence brüt 200,00 TL özel sağlık sigortası primi ve brüt 200,00 TL bireysel emeklilik katkı payı ödendiği varsayıldığında bu tarihte yürürlükte bulunan asgari ücret de 1201,50 TL olduğundan,

 

İstisna Tutarı = 1201,50 x % 30 = 360,45 TL,

 

200,00 TL özel sağlık sigortası primi + 200,00 TL bireysel emeklilik katkı payı = 400, 00 TL

 

400,00 TL - 360,45 TL = 39,55 TL 2015/Ocak ayının prime esas kazancına dahil edilecektir.

 

Buna karşın, sigortalının özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik katkı payının ödendiği aydaki prime esas kazancının, 82’inci maddeye istinaden belirlenen prime esas kazanç üst sınırının üzerinde olması halinde, söz konusu özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik katkı payları takip eden iki ayda üst sınır aşılmamak kaydıyla sigortalının prime esas kazancına dahil edilecektir. Sigortalı adına işveren tarafından yalnızca özel sağlık sigortası primi veya yalnızca bireysel emeklilik katkı payı ödenmiş olması durumunda ise, prime esas kazanca dahil edilecek tutar, ödenen özel sağlık sigortası primi veya bireysel emeklilik katkı payı üzerinden %30 oranındaki istisna tutarının düşülmesi suretiyle hesaplanacaktır (İşveren Uygulama Tebliği, 7.7.4).

 

11.  Kötü Niyet Tazminatı / İş Güvencesi Tazminatı / Sendikal Tazminat / Ayrımcılık Tazminatı

 

İşverenin (iş hukukundaki) bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, 4857 sayılı İş Kanununun 18, 19, 20 ve 21 inci maddeleri hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, İş Kanununun 18’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 18, 19, 20 ve 21’inci maddelerinin uygulama alanı dışında kalan işçilerin (iş güvencesinden yoksun olan işçilerin) iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenmesi gerekmektedir (Kötü Niyet Tazminatı). Bu durumda da işçinin işyeri ile olan hukuki bağı, iş sözleşmesinin feshi ile sona erdiğinden, işçiye ödenen kötü niyet tazminatı prime esas kazanca da dahil edilemeyecektir (İşveren Uygulama Tebliği, 7.8.5). 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesi uyarınca, gerekli koşulların oluşması durumunda, işçiye ödenmesi gereken ve en az 4 aylık en çok 8 aylık ücreti tutarında olabilen iş güvencesi tazminatı, ücret niteliğinde olmadığı için prim matrahına dahil edilmeyecektir. Keza, işçiye Sendikalar Kanununa göre ödenen sendikal tazminat ve İş Kanununa göre ödenen ayrımcılık tazminatı için aynı değerlendirmeyi yapmak gerekmektedir.

 

Yüksek mahkemede bir kararında: “5510 sayılı yasanın 80/1-a,b hükümlerine göre, “Hak edilen ücretler ile prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay için yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınır. Ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları, emekli ikramiyesi ile Bakanlıkça tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, görevin yerine getirilmesi için zorunlu olarak yapılan ayni yardımlar ile Bakanlıkça belirlenecek diğer ayni yardımların asgari ücretin % 30'unu geçmeyen kısmı, prime esas kazanca tabi tutulmaz.” Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, ayrımcılık tazminatı, iş güvencesi tazminatı gibi ücret niteliğinde olmayan tazminat alacaklarında net tutar bulunurken, 5510 sayılı yasanın 80. maddesi uyarınca % 14 oranında sosyal güvenlik primi ve % 1 oranında işsizlik sigortası kesintisi yapılmaz, sadece vergi kesintisi yapılır. Ayrıca kıdem tazminatından gelir vergisi de kesilmez (Yargıtay 9. H.D. 05.09.2012, E.2011/48488, K. 2012/27544)” demiştir.

 

12.  Hayat Sigortası

 

Kanunda açıkça sadece özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payından bahsedildiği için söz konusu katkılar dışındaki diğer katılardan, örneğin hayat sigortası gibi ödemelerden prim alınması gerekecektir.


Murat YETİK

Sosyal Güvenlik Denetmeni

muratyetik@gmail.com 

 

2 Şubat 2015 Pazartesi

İş güvenliğine uymayan çalışan işten atılabilecek

İş güvenliğine uymayan çalışan işten atılabilecek

İşçilerin çalışma hayatında bir çok sorumlulukları var. Bu sorumlulukların bir kısmıda iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili temel sorumlulukları 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdürler. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği yönünden  sorumlulukları  arasında;

·         İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.

·         Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.

·         İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek.

·         Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.

·         Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak gibi  konular yer alıyor

09.12.2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan kamuoyunda ikinci Torba Kanun olarak da adlandırılan  İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun hükmünde Kararnamelerde Değişiklik  Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı iş sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yukarıda belirtilen düzenlemelere uymayan işçilere işten tazminatsız olarak çıkarılma uygulaması getiriyor. Söz konusu düzenlemeye göre işçi, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uymadığı zaman işvereni yazılı olarak uyaracak, işçi uyarıya rağmen  sorumluluklarını yerine getirmezse işveren haklı olarak işten çıkarabilecek. 4857 sayılı İş Kanununa göre işçinin haklı olarak işten çıkarılması durumunda işçiye ihbar ve kıdem tazminatı ödenmiyor.

Örnek: Bir petrol istasyonunda sigara içerek işyerinin güvenliğini tehlikeye düşüren işçi yazılı olarak uyarılacak. İşçi sigara içmeye devam ederse tazminatsız olarak işten çıkarılabilecek.

 

Kaynak: Güneş Gazetesi - Arif Temir - 19.01.2015

ENGELLİ TEŞVİKİ VE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALMAKTA İKEN İŞE ALINANLARA YÖNELİK VERİLEN TEŞVİKLE İLGİLİ DUYURU

ENGELLİ TEŞVİKİ VE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALMAKTA İKEN İŞE ALINANLARA YÖNELİK VERİLEN TEŞVİKLE İLGİLİ DUYURU

          Bilindiği üzere, 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde öngörülen engelli teşvikinden en az % 40 oranında engelli raporu olan sigortalılardan dolayı, 4447 sayılı Kanunun 50 nci maddesinde öngörülen teşvikten ise işsizlik ödeneği almakta iken işe alınan sigortalılardan dolayı yararlanılabilmektedir.
          Ancak bazı işverenlerin engelli raporu olmayan veya olmakla birlikte engel oranı % 40'ın altında olan sigortalıları 14857/54857 sayılı kanun numarasını seçerek bildirdikleri, işsizlik ödeneği almayan sigortalıları da 15921 sayılı kanun numarası seçerek bildirdikleri tespit edildiğinden konuyla ilgili düzenleme yapılmasına gereksinim duyulmuştur.
          Bu bağlamda, gerek 14857/54857 sayılı kanun numarası seçilerek bildirilecek sigortalıların %40 oranında engelli olup olmadıkları, gerekse 15921 sayılı kanun numarası ile seçilerek bildirilecek sigortalıların işsizlik ödeneği almakta olup olmadıkları İş-Kur veri tabanına bağlanarak kontrol edilecek ve İş-Kur verilerinde % 40 oranında engelli kaydı bulunmayan sigortalıların 14857/54857 sayılı kanun numarası seçilerek, işsizlik ödeneği almayan sigortalıların ise 15921 sayılı kanun numarası seçilerek bildirilmelerine sistem tarafından izin verilmeyecektir.
          Bu amaçla, gerek 14857/54857 kanun numarası ile gerekse 15921 sayılı kanun numarası ile bildirilecek sigortalıların öncelikle e-Bildirge giriş ekranlarında mevcut "Engelli ve İşsizlik Teşvik Yönetimi" ekranı vasıtasıyla sisteme tanımlanmaları gerekmektedir.
          Kamuoyuna duyulur.