Sayfalar

28 Aralık 2012 Cuma

Yabancı İşçiler SGK ya nasıl bildirilecek

Yabancı İşçiler SGK'ya nasıl bildirilecek?

Türkiye'de yabancı yatırımların artması ve buna paralel olarak özellikle gelişmiş Avrupa ülkelerini derinden etkileyen ekonomik kriz sonrası ülkemizde yabancı uyruklu işçi sayısında hızlı bir artış yaşanmıştır. Burada özellikle yabancı işçi sayısındaki artışı bir başka açıdan değerlendirildiğimizde, ülkemiz açısından önemli bir iş deneyimi sağlaması nedeniyle olumlu bulduğumu belirtmeliyim. Çünkü esasen nitelikli işgücü çalışma için Türkiye'yi tercih etmektedir ve ülkemize de ciddi bir mesleki deneyim getirmektedir. İşveren tarafından yabancıya ödeneceği beyan edilen aylık ücret miktarının yabancının görev ve yetkinliği ile bağdaşır seviyede olması zorunludur. Buna göre, başvuru tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tutarı dikkate alınmak suretiyle yabancıya ödenecek ücretin en az;
a) Üst düzey yöneticiler, pilotlar ve ön izin talebinde bulunan mühendis ve mimarlar için asgari ücretin 6.5 katı,
b) Birim veya şube müdürleri ile mühendis ve mimarlar için asgari ücretin 4 katı,
c) Uzmanlık ve ustalık gerektiren işlerde çalışacaklar, öğretmenler ile psikolog, fizyoterapist, müzisyen ve sahne sanatçısı unvanlarında çalışacak yabancılar için asgari ücretin 3 katı,
d) Ev hizmetlerinde çalıştırılacak yabancılar için en az asgari ücret, yukarıda sayılanlar dışındaki diğer mesleklerde (Satış elemanı, pazarlama-ihracat görevlisi gibi görevler) çalışacak yabancılar için asgari ücretin 1.5 katı olması gerekmektedir.
e) Turizm-Animasyon organizasyon firmalarında akrobat ve benzeri unvanlarda çalışacak yabancılar ile masör, masöz ve SPA terapisti gibi işlerde çalışacak yabancılar için asgari ücretin 2 katı,
olması gerekmektedir. Özellikle çalışma izni alınmış kişiler için SGK bildirimi yapılacak ise ücret tutarının en az yukarıda belirtilen brüt tutarda olması gerekmektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından verilen çalışma izni sayısında son bir yılda çok önemli bir artış olmasının belki de en önemli nedeni, eskiden kayıtdışı çalışan birçok kişinin kayıt altına alınmasından kaynaklandığı da ilave edilmesi gereken bir diğer önemli noktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü'nün bu anlamda önemli bir görev ifa ettiğini ve esasen ülkemize gelecek yabancı yatırımcıların nitelikli yabancı işgücü talebine olumlu yaklaşarak kısa sürede sorunları çözdüğünü de buradan hatırlatmalıyız.
5510 sayılı Kanun'un 4'ncü maddesi hükmü gereği, mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar hakkında 4/a bendi (SSK) hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir. Yine, yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tâbi olduğunu belgeleyen kişiler ile Türkiye'de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tâbi olanların sigortalı sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamayan ülke uyruğunda olanlar için üç ay sınırlaması getirilmiştir. Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye'ye bir iş için en fazla üç ay süreyle gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler ile Türkiye'de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanların sigortalı sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde yapılan bu değişiklik sonrası ikili sosyal güvenlik anlaşması olan ülke vatandaşlarının söz konusu sözleşmede belirlenen süre kadar 6'ncı madde kapsamında sigortalı sayılmaması mümkün iken sözleşme olmayan veya sözleşme olmasına rağmen 3 aydan fazla süre öngörmeyen ülke vatandaşları ise 3 aylık sürenin bitimini müteakip sigortalı sayılacak ve İngiltere'de ikamet edenler ile İsviçre vatandaşı olanlardan istekte bulunanlar hariç tüm yabacı uyruklular da 5510 sayılı Kanunun 4'ncü maddesi kapsamında sigortalı sayılacak ve 4/a bendine tabi olanlardan aynı zamanda işsizlik sigortası kesilecektir. Yabancı çalışanlar için, e-bildirge sisteminde 1 nolu Belge türü ile SGK'ya bildirimde bulunulması yani çalışanların işsizlik sigortasına da tabi tutulması gerekmektedir. 25.12.2008 tarihli değişiklikle 13 nolu belge türü seçebilecekler 01.09.2012 tarihinde yayımlanan İşveren Uygulama Tebliğinde de aynen korunmuştur. Dolayısıyla yabacı uyruklu çalışanlar için İngiltere'de ikamet edenler ile İsviçre vatandaşlarından istekte bulunanlar haricinde 13 nolu belge seçme olanağı bulunmamaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü 03.12.2012 tarihinde yayımladığı 2012-92 sayılı e posta ile 13 nolu belge verebilmek için SGK'ya başvurma şartı getirmiştir. Bu tarihten sonra işverenlerin 13 nolu belge türü ile sigortalı bildirebilmeleri için kuruma başvurmaları ve sisteme tanıtılmaları gerekmektedir.

Kaynak: Dünya Gazetesi -İbrahim Işıklı - 19.12.2012

Yabancı işçilerin çalışma izni muafiyetleri

Yabancı işçilerin çalışma izni muafiyetleri 

Yabancıların Türkiye'deki çalışmalarını izne bağlamak ve bu yabancılara verilecek çalışma izinleri ile ilgili esaslar 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılmaktadır. 

Esasen, Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, yabancıların Türkiye'de bağımlı veya bağımsız çalışmaya başlamadan önce izin almaları gerekmektedir.

4817 sayılı Kanun'un uygulama yönetmeliğinin 55'inci maddesinde bazı yabancılar çalışma izninden muaf tutulmuştur. Bu muafiyetler kapsamında bulunan yabancıların yabancı temsilciliklerimizde kapsamında olduğu muafiyet maddesi uyarınca vize alarak ülkeye giriş yapması gerekmektedir. Yönetmeliğin 55'inci maddesinde sayılan muafiyetlerin bazıları 3 ay ve 2 yıl arasında değişen sürelerde olup bazıları ise ülkede bulundukları sürece muaf olmaları anlamına gelmektedir.

Özel kanunlarda belirlenen hükümler saklı kalmak ve yabancı ile işverenin diğer kanunlardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeleri kaydıyla;

a) Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerle çalışma izninden muaf tutulanların,

b) Daimi ikametgahları yurt dışında olup bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetler amacıyla bir aydan az, sportif faaliyetler amacıyla dört aydan az süre ile geçici olarak Türkiye'ye gelecek yabancıların,

c) Türkiye'ye ithal edilen makine ve teçhizatın montajı, bakım ve onarımı, kullanımına ilişkin eğitiminin verilmesi veya teçhizatı teslim almak veya Türkiye'de arızalanan araçların tamiri amacıyla; Türkiye'ye giriş tarihinden itibaren üç ayı geçmemek ve bu durumu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlamak koşuluyla gelenlerin,

ç) Türkiye'den ihraç edilen ya da Türkiye'ye ithal edilen mal ve hizmetlerin kullanılmasına ilişkin eğitim amacıyla Türkiye'ye giriş tarihinden itibaren üç ayı geçmemek ve bu durumu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlamak koşuluyla Türkiye'de bulunanların,

d) Belgeli turizm işletmelerinin sınırları dışında faaliyette bulunacak fuar ve sirklerde gösteri ve benzeri görevli olarak Türkiye'ye giriş tarihinden itibaren altı ayı geçmemek ve bu durumu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlamak koşuluyla bulunanların,

e) İki yılı geçmemek ve eğitim süresiyle sınırlı olmak üzere durumunu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlayarak üniversiteler ile kamu kurum ve kuruluşlarına bilgi ve görgülerini artırmak üzere gelen yabancıların,

f) Sosyo-kültürel ve teknolojik alanlar ile eğitim konularında altı ayı aşmayan bir sürede Türkiye'ye önemli hizmet ve katkı sağlayabilecekleri ilgili mercilerce bildirilenlerin,

g) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'nın (Ulusal Ajans) yürüttüğü programlar kapsamında gelecek yabancıların program süresince,

ğ) Kapsamı ve süresi konusunda Bakanlık, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'nın mutabakata vardığı uluslararası stajyer öğrenci programları çerçevesinde staj görecek yabancıların,

h) Görev süresi sekiz ayı geçmemek kaydıyla Türkiye'ye gelen tur operatörü temsilcisi yabancıların,

ı) Türkiye Futbol Federasyonu'nca veya Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nce talepleri uygun bulunan yabancı futbolcular ile diğer sporcu ve antrenörlerin sözleşmeleri süresince,

i) Gemi adamlarının Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Standartları Hakkında Uluslararası Sözleşme'nin I/10 Kuralına göre devletlerle yapılan ikili protokoller gereği, ilgili idareden "Uygunluk Onayı Belgesi" almış Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı ve kabotaj hattı dışında çalışan gemilerde görev yapan yabancı gemi adamlarının,

j) Türkiye Avrupa Birliği Mali İşbirliği Programları kapsamında yürütülen projelerde görevlendirilen yabancı uzmanların, görevleri süresince, çalışma izni almalarına gerek bulunmamaktadır.

Mesleki hizmetler kapsamında olup, muafiyet hükümlerine tabi yabancı mimar, mühendis ve şehir plancılarının, hizmet sürelerinin bir ayı aşması durumunda akademik ve mesleki yeterliliğini tamamlayarak Bakanlıktan çalışma izni alması, ilgili meslek kuruluşuna geçici üye olması ve ulusal kurum ve kuruluşların uygulamalarına uyması zorunludur.

Muafiyet süreleri uzatılamaz. Ayrıca yukarıdaki (b), (c), (ç), (d), (f) ve (h) bentleri kapsamındaki yabancılar, bir takvim yılı içinde muafiyet hükümlerinden sadece bir kez yararlanabilmektedir. Ancak, bu haktan yararlanabilmek için yabancının daha önce aynı amaçla almış olduğu ikamet tezkeresinin bitiş tarihinden itibaren üç ay geçmiş olması şartı aranıyor. Muafiyet sürelerinden daha fazla çalışılacak olunması durumunda Bakanlıktan çalışma izni alınması zorunludur.

Bu maddede sayılan yabancılar, ülkeye giriş yaptıkları tarihten itibaren en geç otuz gün içerisinde ve her halükarda faaliyetlerine başlamadan önce geliş amaçlarını, ne kadar süre ile ve nerede kalacaklarına ilişkin bilgileri, bulundukları yerin emniyet makamlarına bildirerek ikamet tezkeresi almak zorundadırlar. Muafiyet hükümlerinden yararlanacak yabancılara ilişkin sosyal güvenlikle ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmesi zorunludur. Bu madde kapsamında ikamet tezkeresi düzenlenen yabancıların kimlik bilgileri ile çalışacakları işyerlerinin unvan ve Sosyal Güvenlik Kurumu işyeri sicil numaraları emniyet makamları tarafından her ay Bakanlığa bildirilmektedir.

 

Kaynak: Dünya Gazetesi - İbrahim Işıklı - 26.12.2012

Asgari geçim indirimi 2013

Asgari geçim indirimi 2013

 

2013 yılında uygulanacak ücretlilerin yararlanacakları asgari geçim indirimi tutarları da belirlendi. Asgari geçim indiriminden, ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişiler yararlanacak. Bu uygulamadan kasap, manav, terzi gibi esnaf ve tüccar ile avukat, diş hekimi, doktor, mali müşavir, mühendis, mimar gibi serbest meslek erbabı yararlanamayacak.

Hizmet erbabının bekâr veya evli olup olmamasına ya da çocuk sayısına bağlı olarak yararlanabileceği asgari geçim indirimi tutarı değişiyor.

1 Ocak 2012 tarihinden itibaren uygulanacak asgari geçim indirimi tutarları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ 2013 HESAPLANMASINA İLİŞKİN TABLO

(Asgari ücret; 2013 yılı için aylık brüt 978,60 TL olarak dikkate alınmıştır)

ÜCRETLİNİN MEDENİ

DURUMU

AYLIK TUTAR

BEKAR

73,40 TL

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN ÇOCUKSUZ

73,40 TL

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 1 ÇOCUKLU

84,40 TL

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 2 ÇOCUKLU

95,41 TL

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 3 ÇOCUKLU

102,75 TL

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 4 ÇOCUKLU

110,09 TL

 

 

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN ÇOCUKSUZ

88,07 TL

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN 1 ÇOCUKLU

99,08 TL

EVLİ EŞİ Ç ALIŞMAYAN 2 ÇOCUKLU

110,09 TL

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN 3 ÇOCUKLU

117,43 TL

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN 4 ÇOCUKLU

124,77 TL

Asgari geçim indirim oranları:

Asgari geçim indiriminden yararlanan

İndirim oranı

Çalışanın kendisi

%50

Çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş

%10

1. çocuk

%7,5

2. çocuk

%7,5

3. çocuk

%5

4. çocuk

%5

 

www.ikyworld.com

 

27 Aralık 2012 Perşembe

Sosyal güvenlikte en çok merak edilenler

SSK mı (4/A), Bağ-Kur mu (4/B)  hangisinden emekli olmak kolay?

En çok yanıtı aranan soru budur belki de. SSK’dan mı, Bağ-Kur’dan mı, hangisinde daha erken emekli olabilirim?
Genel olarak değerlendirildiğinde, 4/a yani SSK statüsünden emeklilik koşulları daha hafif.
İlk defa 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olanlar:
İlk defa 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olanların kademeli emeklilik koşulları belirlenirken SSK’da sigortalılık süresi dikkate alınırken, Bağ-Kur’da fiilen prim ödenmiş olan süreler dikkate alınıyor.
Ayrıca Bağ-Kur’da emeklilik için kadınlarda 7200, erkeklerde 9000 prim günü koşulu aranırken, SSK’da aranan prim gün sayısı 5000 gün ile 5975 gün arasında değişiyor.  
Örneğin, ilk kez 1 Mart 1988 tarihinde sigortalı olan ve 1 Haziran 2002 tarihi itibariyle 3000 gün prim ödemesi olan erkek sigortalı;
· SSK statüsünden 25 yıllık sigortalılık süresi, 50 yaş ve 5375 prim günüyle emekli olabilirken,
· Bağ-Kur statüsünden emeklilik için 25 tam yıl (9000 gün) prim ödemiş ve 54 yaşını doldurmuş olması gerekecek.   
Buna göre, özellikle Bağ-Kur sigortalıların sigortalılık başlangıç tarihlerini ve 1 Haziran 2002 tarihi itibariyle mevcut prim ödeme gün sayılarını göz önüne alarak, hem SSK hem de Bağ-Kur açısında emeklilik koşullarını belirleyerek emeklilik planlaması yapmasında, gerekirse de son 7 yıllık prim ödeme süresi içinde daha çok SSK statüsünden prim ödemiş olma koşulunu da sağlayacak şekilde sigortalılık statülerini değiştirmelerinde (Bağ-Kur’dan SSK’ya geçmelerinde) yarar var.      
İlk defa 8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 arasında sigortalı olanlar;
· SSK’da, 7000 prim günüyle kadınlar 58, erkekler 60 yaşını doldurduklarında emekli olabiliyor.
· Bağ-Kur’da ise, kadınlar 58, erkekler 60 yaşını doldurduklarında, 9000 prim günüyle emekli olabiliyorlar.
Buna göre, sigorta başlangıcı 8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 tarihleri arasında olan Bağ-Kur’luların, yaşları dolmasına rağmen prim gün sayıları yetersiz kalacaksa, SSK’ya geçerek emekli olmaları daha anlamlı.
İlk defa 1 Mayıs 2008 ve sonrasında sigortalı olanlar: 
· SSK’da 7200 prim günüyle kadınlar 58, erkekler ise 60 yaşını doldurduklarında emekli olabilecekler.
· Bağ-Kur’da ise, kadınlar 58, erkekler 60 yaş ve 9000 prim günü koşullarını birlikte sağlamaları halinde emekli olabilecekler. 
Ayrıca, aranan prim günleri koşullarının 31.12.2035 tarihine kadar sağlanamaması halinde, emeklilik yaşı, prim ödeme gün sayısı koşulunun 1.1.2036 tarihinden sonra yerine getirildiği tarih aralığına göre kademeli olarak artıyor.

Birden fazla sigortalılık statüsünde prim ödeyenlerin emeklilik koşulları nasıl belirleniyor?

Çalışma yaşamı içerisinde, SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı ya da özel banka sandıklarına prim ödemesi olanların, hangi sigortalılık statüsünden, hangi koşullarla emekli olacağı, özellikli konuların başında geliyor.
1 Ekim 2008’den önce sigortalı olanlara, son yedi yıllık fiili hizmet (prim ödeme) süresi içinde fiili hizmet süresi en fazla olan sigortalılık statüsünden, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun koşullarıyla sonuncu sigortalılık statüsünden emekli aylığı bağlanıyor.
Buna göre, sigortalı son yedi yıllık fiili prim ödeme süresinde iki veya üç ayrı statünde prim ödemişse, en fazla hangi statüde prim ödemişse o statüden; prim ödemeleri eşit ise son sigortalılık statüsünden emekli olacak.  
Örneğin, son 7 yıllık (2520 günlük) fiili prim ödeme süresi içinde;
- 1259 gün SSK, 1261 gün Bağ-Kur statüsünden prim ödeyen kişi Bağ-Kur statüsünden,
- 720 gün Emekli Sandığı, 840 gün Bağ-Kur ve 960 gün SSK statüsünden prim ödeyen kişi SSK statüsünden,
- 1260 gün Bağ-Kur, 1260 gün SSK statüsünden prim ödeyen ve son defa SSK statüsünden prim ödemiş olan kişi SSK statüsünden,
- 720 gün Emekli Sandığı, 900 gün Bağ-Kur, 900 gün de SSK statüsünden prim ödeyen ve son defa SSK statüsünden prim ödemiş olan kişi SSK statüsünden,
emekli olacağı sigortalılık statüsünün gerektirdiği emeklilik koşullarına göre emekli olacak.

1 Ekim 2008’den sonra sigortalı olanlar, çalışma hayatı boyunca hangi statüye fazla prim ödemişse, o statüden emekli olacak.
Örneğin; 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olan birinin, 4200 gün SSK, 3000 gün de Bağ-Kur statüsünde prim ödediğini varsayarsak, söz konusu kişi fazla prim ödemesi yaptığı SSK şartlarıyla emekli olabilecek.

Hizmet borçlanması hangi süreler için yapılabiliyor?

Hizmet borçlanması talep edilecek haller, 5510 Sayılı Kanun 41. maddesinde düzenlenmiş olup;
· Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri, 
· 4/a (SSK) kapsamında sigortalı olan kadının, iki defaya özgü olmak üzere doğum tarihinden sonraki iki yıllık süreyi geçmemek koşuluyla çalışmadığı süreler,
· Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreler,
· 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında olanların aldıkları ücretsiz izin süreleri,
· Sigortalı olmaksızın doktora öğreniminde veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğreniminde geçen süreler,
· Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal stajda geçen süreleri,
· Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,
· Grev ve lokavtta geçen süreler,
· Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri,
· Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar açıkta geçirdikleri süreler, 
· 25 Şubat 2011 tarihinden sonraki sürelere ilişkin olmak üzere, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri, 
· Sigortalı olmaksızın, 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna göre yurt dışına gönderilen ve öğrenimini başarıyla tamamlayarak yurda dönenlerden yükümlü bulunduğu mecburi hizmet süresini tamamlamış olanların, yurt dışında resmi öğrenci olarak geçirmiş oldukları öğrenim süresinin 18 yaşının tamamlanmasından sonraki döneme ait olan kısmı,
kendilerinin veya hak sahiplerinin talebi halinde borçlanılabiliyor.

Yurtdışında çalışanlar Türkiye’de emekli olabilmek için ne yapmalı?

Yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın, yurtdışında çalıştıkları süreleri belgelendirerek, Türkiye’de hizmet borçlanması yapmaları halinde, ayrıca Türkiye’de emekli olabilmeleri mümkün.
Ayrıca, yurtdışında bulunmakla birlikte, hiç çalışmamış olan ev hanımları da, yurtdışında ikamet ettikleri süreleri belgelemeleri koşuluyla, Türkiye’de hizmet borçlanması yaparak emekli olabilmektedirler.
Yurtdışında yıllarca ev hanımı olarak bulunmuş ve Türkiye’de hiçbir çalışması olmayan kadın vatandaşlarımızın, 7200 gün borçlanma yapması ve 49 yaşını doldurmuş olması halinde emekli olması mümkün.
7200 gün borçlanma için ödenecek prim tutarı, 31.12.2012 tarihine kadar 72.320 TL’dir.

Sigortasız çalıştırılan süreyi borçlanmak mümkün mü?

Sigortasız çalışılan sürelerin borçlanılması mümkün değil. Ancak, sigortasız çalışılan sürelerin, “hizmet tespit davası” açılması ve davanın kazanılması halinde, sigortalılık süresi olarak kazanılması mümkün.
Sigortasız çalışılan sürede, kuruma işverence giriş bildirgesi verilmemişse, açılacak hizmet tespit davasında 5 yıllık zamanaşımı söz konusu. Bu durumda, işten ayrılma tarihinden itibaren 5 yıl içinde hizmet tespit davası açılması gerekiyor. İşe giriş bildirgesi verilmişse, 5 yıllık zamanaşımı söz konusu değil.

Yaş büyütenler daha erken emekli olabilir mi?

Emekliliğe hak kazanma koşullarından en önemlisi yaş koşulu. Birçok kişi emeklilik için gerekli sigortalılık süresi ve prim gün sayısını tamamlamalarına rağmen, emeklilik için gerekli olan yaşta olmadıklarından emeklilik yaşını beklemek zorunda kalıyor. Emeklilikte yaş hesaplamaları yaparken bazı ilginç olaylar karşımıza çıkıyor. Örneğin daha erken askere gitmek ya da evlenebilmek gibi çeşitli nedenlerle yaşlarını büyütenler, gerçekteki yaşıtlarına göre daha erken emekli olabiliyorlar. 
Kanun, “emeklilik yaşı hesaplanırken, ilk sigorta priminin yatırıldığı yani sigorta girişinin ilk yapıldığı anda nüfusa kayıtlı olan yaşı dikkate alınır” diyor.
Buna göre, sigorta girişi yaptırmadan önce, herhangi bir nedenle yaşını büyüten kişi, düzeltilmiş doğum tarihi dikkate alınarak, gerekenden daha erken emeklilik hakkını kazanabiliyor.
Sigorta başlangıcı yaptıktan sonra her ne şekilde olursa olsun yaş büyütenler için aynı durum söz konusu değil. Diğer bir ifadeyle, sigorta başlangıcı yaptıktan sonra yaşın büyütülmesi halinde, emeklilik için yine ilk sigorta girişinizin yapıldığı tarihteki doğum tarihi dikkate alınıyor.

Kaynak: Hürriyet Gazetesi -Şükrü Kızılot27.12.2012

26 Aralık 2012 Çarşamba

Kalan işsizlik ödeneği yeniden alınabilir mi

Kalan işsizlik ödeneği yeniden alınabilir mi?

Soru: "Merhaba; 2010'un Aralık ayında askerlik sebebiyle işyerimden ayrıldım; askerden döndükten sonra iş bulamadığım için 3 ay işsizlik ödeneği aldım. Şu anda 2 aydır farklı bir işverene bağlı olarak çalışıyorum, fakat çalıştığım işten çıkarılma tehlikem var.Tekrar ödenek alabilir miyim? Teşekkürler."

Cevap: 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'na göre; işsizlik sigortası kapsamında bir işyerinde çalışırken çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenler, hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak kaydıyla son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak kaydıyla işsizlik sigortasından yararlanabilmektedirler.

Bu şartların sağlanması halinde 600 gün prim ödemiş olanlara 180 gün, 900 gün prim ödemiş olanlara 240 gün,1080 gün ve daha fazla prim ödemiş olanlara 300 gün, süre ile işsizlik ödeneği ödenecektir.

Sigortalı işsizler, işsizlik ödeneğinden yararlanma hakkı devam ederken işe girer ve işsizlik ödeneğinden yararlanmak için kanunun öngördüğü şartları yerine getiremeden, yeniden işsiz kalırlarsa dahî işsizlik ödeneği alma hakları devam eder. Ancak burada bahsedilen işsizlik ödeneği hakkının en başından itibaren yeniden doğması değil, kaldığı yerden hak edilen ölçüde ödenmeye devam etmesidir.

 

12 Aralık 2012 Çarşamba

Eksik gün bildiriminde çalışan sayısı 30 kişi olarak belirlendi

Eksik gün bildiriminde çalışan sayısı 30 kişi olarak belirlendi

4447 sayılı Kanun ile Mülga 506 sayılı Kanunda yapılan düzenleme de sigortalıların 30 günlük Hizmet süreleri,30 günden az gösterilmesi halinde sigortalının neden eksik çalıştığını gösteren belgelerin ilgili SSK Müdürlüğüne bir form ekinde verilmesi zorunlu hale getirilmişti.

5510 sayılı Kanun da aynı uygulamaya devam edilmiştir.

5510/86.Madde

Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların, otuz günden az çalıştıklarını ispatlayan belgelerin işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesine eklenmesi şarttır. Kurumca belirlenen işyerlerinde bu şart aranmaz.

Bu Konuda Yapılan Düzenleme:

SSİY 102.Maddesinde 14.Fıkrasında düzenlemeye gidilmişti.

 Genel bütçeye dahil dairelerin, özel bütçeli idarelerin, döner sermayelerin, fonların, belediyelerin, il özel idarelerinin, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmelerin, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşların, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarının, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının, sendikaların, vakıfların, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kuruluşların işyerleri ve toplu iş sözleşmesi yapılan işyerleri ile 50  ve üzerinde sigortalının çalıştırıldığı aylara ilişkin özel sektör işyerlerinde eksik gün bildirim nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesinde belirtilmesi yeterlidir. Bu işyerleri için ayrıca eksik gün bildirim formu ile eki belgeler aranmaz.(16/06/2011 Tarihli RG.)

17/04/2012 günü RG yayınlanan SSİY değişiklik ile;

On dördüncü fıkrasında yer alan “50” sayısı “30” olarak değiştirilmiştir.

Böylece  50 ifadesi 30 olduğundan , 30 kişi üzerinde sigortalının çalıştırıldığı aylara ilişkin özel sektör işyerlerinde eksik gün bildirim nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesinde belirtilmesi yeterlidir.

30 İşçiden az işçi  çalıştıran İşyerleri  SSİY yer alan EK/10 belgesini düzenlemeleri gerekecektir.

 “Ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmayan ve çalıştırılmadığı günler için ücret de ödenmeyen sigortalıların eksik çalışma nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesine kaydedilmesi gerekmektedir. Sigortalının eksik çalışma nedenleri Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 9 nolu ekinde yer alan aylık prim ve hizmet belgesinin arka sayfasında açıklanmış olup,

01- İstirahat

12- Birden fazla

03- Disiplin cezası

13- Diğer

04- Gözaltına alınma

15- Devamsızlık

05- Tutukluluk

16- Fesih tarihinde çalışmamış

06- Kısmi istihdam

17- Ev hizmetlerinde 30 günden az çalışma

07- Puantaj kayıtları                                 

18- Kısa çalışma ödeneği

08- Grev

19- Ücretsiz doğum izni

09- Lokavt                                                

20- Ücretsiz yol izni

10- Genel hayatı etkileyen olaylar         

21- Diğer ücretsiz izin

11- Doğal afet

22- 5434 SK ek 76, gm 192

Belgeler Ne Zaman Verilecektir?

Ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların eksik çalıştıklarını ispatlayan belgelerin Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 10 nolu ekinde yer alan belge ile aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne yada Sosyal Güvenlik Merkezine elden verilmesi veya aynı süre içinde posta ile gönderilmesi gerekmektedir.

Zamanında Verilmeyen Belgeler yada SGK Geçerli Sayılmayan Belgelerde Yaptırım Nedir?

Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin SGK verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin SGK’ca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait primler, SGK’ca re‘sen tahakkuk ettirilerek tahsil edilecektir.

5510 sayılı Kanunun bu hükmüne istinaden, eksik gün nedenlerine ilişkin bilgi ve belgelerin SGK verilmemesi veya verilmesine rağmen SGK’ca geçerli sayılmaması halinde; 

1.)İşveren yada aracılardan eksik bildirilen günlere ilişkin ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin bir aylık süre içinde verilmesi,

2.)7201 sayılı Kanuna göre tebliğ edilecek yazı ile istenilecek, ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin söz konusu yazının tebliğinden itibaren bir aylık süre içinde verilmemesi halinde, bahse konu prim belgeleri ilgili SGK Ünitece re‘sen düzenlenerek, tahakkuk eden primler yine 7201 sayılı Kanuna göre tebliğ edilecek bir  yazı  eki ile işveren yada aracılara bildirilecektir.

Eksik gün nedenlerine ilişkin bilgi ve belgelerin ;

A)SGK verilmemesi ,

B)SGK’ca  geçerli sayılmaması halinde,

7201 sayılı Kanuna göre tebliğ edilecek yazı eki  ile işveren yada aracılardan eksik gün nedenlerine ilişkin bilgi ve belge değil,sigortalıların eksik bildirilen sürelerine ilişkin ek nitelikteki aylık pim ve hizmet belgelerinin verilmesi istenilecektir.

Eksik bildirilen günlere ilişkin ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin SGK’na verilmesine ilişkin yapılan tebligat üzerine, işveren yada aracılarca, ek nitelikte aylık prim ve hizmet belgesi yerine, söz konusu belgede kayıtlı sigortalıların eksik çalışma nedenlerine ilişkin her zaman düzenlenebilir nitelikte olmayan belge ibraz edilmesi halinde (belgelerin noter tasdikli veya resmi nitelikte olması kaydıyla), söz konusu belgelere de itibar edilecektir.

Eksik gün nedenlerine ilişkin bilgi ve belgeleri SGK vermeyen veya vermelerine rağmen SGK’ca geçerli sayılmayan işveren yada aracılara gönderilecek olan tebligatlarda, ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin hangi sigortalılar için düzenlenmesi gerektiği, prim ödeme gün sayısı ve prime esas kazanç tutarı da belirtilecektir.

İşveren yada aracılardan istenilecek olan ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgesindeki prime esas kazanç tutarının ne kadar olacağı, sigortalının ilgili ayda daha önce SGK  bildirilmiş olan prime esas kazanç tutarının, prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunan günlük kazanç tutarının eksik bildirilen gün sayısı ile çarpılması suretiyle hesaplanacaktır.

ÖRNEK:

(A)A.Ş. Mayıs 2011 Dönemine ait çalışanlarına ait APHB çalışmalarını bildirmiştir.SGK yapılan incelemede EK/10 ile ilgili belgelerin zamanında düzenlenmediği tespit edilmiştir.

Bu durumda işverenden EK  APHB düzenlenmesi istenilmiştir.

Sigortalı Ahmet 25 günlük Kazancı 2000 TL. (Ücretsiz izinli) olarak belirtilmiştir.

Sigortalı Ayşe 20 günlük Kazancı 1500 TL.(İstirahatlı) olarak belirtilmiştir.

Bu durumda Ahmet’in 5 gün prim eksiği,Ayşe’nin 10 gün prim eksiği vardır.

APHB için düzenlenecek rakamlar ise;

Ahmet için 5 gün karşılığında 2000/25=80 TL olup,5*80=400 TL. olarak Kuruma Kazanç bildirimi yapılacaktır.

Ayşe için 10 gün karşılığında 1500/20=75 TL olup,10*75=750 TL. olarak Kuruma Kazanç bildirimi yapılacaktır. 

17/04/2012 tarihinden  itibaren 30 İşçiden az işçi çalıştıran işyerleri EK/10 Belgesi düzenleyecektir.

Kaynak: Alitezel.com / Vedat İlki - 07.05.2012

 

Tebligatlar artık internetten yapılacak

Tebligatlar artık internetten yapılacak

 Elektronik Tebligat Yönetmeliği Taslağı ile tebligatlar elektronik ortamda yapılacak. Trafik cezalarından dava dilekçelerine kadar yüzlerce tebligat, vatandaşa e-postayla ulaştırılabilecek. Böylece tebligatın, mümkün olan en kısa sürede, ucuz, güvenli ve basit şekilde yapılması amaçlanıyor.

Elektronik Tebligat Yönetmeliği Taslağı, 9 Ağustos 2012′de Başbakanlık'a gönderildi. Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılması planlanan taslak, ardından Meclis'e gönderilecek. Elektronik tebligatın uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla hazırlanan taslağa göre, kamu idareleri, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, sosyal güvenlik kurumları, il özel idareleri, belediyeler, köy hükmi şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılan bütün tebligatlar e-postayla olacak. Kanunda anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunlu hale getirildi. Gerçek kişiler ve diğer tüzel kişiler, elektronik tebligattan isteğe bağlı olarak yararlanabilecek. Gerçek kişi muhataplar, güvenli elektronik imza vasıtasıyla elektronik tebligat adresi almak için PTT dışındaki hizmet sağlayıcılarına da başvurabilecek.

ÇALIŞMAYI PTT SORUMLU KURULUŞ OLARAK YÜRÜTECEK

PTT Genel Müdürlüğü'nün sorumlu kuruluş olarak yürüteceği çalışma kapsamında, PTT'den vatandaşlık numarasıyla "ptt.net.tr" uzantılı e-posta adresi alınacak ve sisteme kaydedilecek. Böylece tebligatlar, vatandaşların e-posta adreslerine kısa zamanda iletilecek. Kullanıcılar, e-posta adreslerine PTT'nin internet sitesi üzerinden ulaşabilecek. PTT, bu adresleri kayıtlı hale getirerek postanın gönderildiğini ve okunup okunmadığını belgeleyecek sistemin altyapısını hazırladı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan gerekli izinleri alan PTT, yönetmeliğin çıkarılmasını bekliyor.
Sistem, yapılacak başvuru üzerine kişiye verilecek e-posta adresini kayıt altına alacak. Gönderinin içeriği depolamaksızın ne zaman gönderildiği, gönderilen hesaba ne zaman düştüğü ve ne zaman okunduğu gibi veriler kaydedilerek ilgili kuruma bildirilecek. Sistem sayesinde kurumlardan çıkacak tebligat, saniyeler sonra ilgilisine ulaştırılacak.

E-TEBLİGAT, BEŞİNCİ GÜNÜN SONUNDA YAPILMIŞ SAYILACAK

PTT üzerinden e-posta adresi alan vatandaşlardan ikinci bir adres ve cep telefonu numarası istenecek. Sistemdeki e-postaya tebligat yapıldığında vatandaşlar, SMS yoluyla bilgilendirilecek. Tebligatların sistemdeki adrese ulaşmaması ya da elektronik olarak yapılamaması durumunda fiziki olarak, yani normal posta yoluyla yapılacak. Mevcut durumda posta yoluyla vatandaşların fiziki adreslerine gönderilen tebligatlar, yedinci günün sonunda yapılmış sayılıyor. E-posta yoluyla gönderilen e-tebligatlar ise kişinin e-posta kutusuna ulaştığı tarihten itibaren beş gün sonra yapılmış sayılacak. PTT, elektronik tebligat hizmetinin karşılığında alacağı bedele ilişkin ücret tarifesini, kanun hükümleri çerçevesinde belirleyerek resmî internet sayfasında yayımlayacak.

Kaynak: Mali Bilgi

İşsizlik sigortasından muaf sigortalıların bildirimi ne şekilde yapılacak

İşsizlik sigortasından muaf sigortalıların bildirimi ne şekilde yapılacak

İşsizlik sigortasından muaf olup, tüm sigorta kollarına tabi olan sigortalılar 13 nolu belge türü seçilmek suretiyle düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesi ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmektedir.

Yine, işsizlik sigortasından muaf olmakla birlikte

- 60 günlük fiili hizmet süresi zammına tabi işlerde çalışan sigortalılar, 30 nolu,

- 90 günlük fiili hizmet süresi zammına tabi işlerde çalışan sigortalılar 33 nolu,

- 180 günlük fiili hizmet süresi zammına tabi işlerde çalışan sigortalılar ise 36 nolu,

belge türü seçilerek Kuruma bildirilmektedir.

Bu güne kadar, Sosyal Güvenlik Kurumunca işsizlik sigortasından muaf olan sigortalıların bahse konu 13, 30, 33 ve 36 nolu belge türleri seçilmek suretiyle bildirilebilmesi için, işverenlerden işsizlik sigortasından muaf sigortalı çalıştırıldığı yönünde herhangi bir beyanda bulunulması veya işsizlik sigortasından muaf sigortalı çalıştırıldığının belgelenmesi gibi bir durum söz konusu değil idi.

Ancak, özel nitelikteki bazı işyeri işverenlerinin işsizlik sigortasına tabi sigortalıları (özellikle yabancı uyruklu sigortalıları) 13, 30, 33 ve 36 nolu belge türü ile bildirdikleri anlaşıldığından, Sosyal Güvenlik Kurumunca e-Bildirge programlarında bazı değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklik sonucunda, özel nitelikteki işyeri işverenlerince 13, 30, 33 ve 36 nolu belge türlerinin seçilebilmesi için, işsizlik sigortasından muaf sigortalı çalıştırıldığının resmi kurum ve kuruluşlardan alınan yazı ile belgelenmesi şartı getirilmiştir.

Bu bağlamda, e-Bildirge programlarında yapılan bu düzenleme, sendikalar hariç olmak üzere özel nitelikteki işyeri işverenlerine (mahiyet kodu 2 ve 4 olan işyerlerine) münhasır olarak yapıldığından, resmi nitelikteki işyeri işverenleri (mahiyet kodu 1 ve 3 olan işyerleri için) ile sendikalar önceden olduğu gibi herhangi bir belge ibraz edilmesine gerek olmadan, işsizlik sigortasından muaf olan sigortalıları 13, 30, 33 veya 36 nolu belge türünü seçmek suretiyle bildirebileceklerdir.

Hal böyle olmakla birlikte, işyeri tescil işlemleri sırasında, gerek resmi nitelikte olmasına rağmen mahiyet kodu hatalı verilmiş olan, gerekse sendika olmasına rağmen, şirket tüzel kişiliği farklı bir tüzel kişilik kodu girilerek tescil edilmiş olan işyerleri, bahse konu belge türlerini seçebilmeleri için işyerlerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik merkezlerine müracaat ederek mahiyet kodlarını veya şirket tüzel kişilik türlerini düzelttirmeleri icap etmektedir.

Uygulamada işsizlik sigortasından kimlerin muaf olduğu hususunda da bazı tereddütler yaşanmaktadır. İşsizlik sigortasından muaf olan sigortalılar, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 46. maddesinin üçüncü fıkrasında açıklanmıştır. Anılan madde uyarınca,

1- 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bendi  kapsamındaki sigortalılar (eski adıyla Bağ-Kur’a tabi kişiler ile Emekli Sandığına tabi memurlar)

2- Aşağıda belirtilen sigortalılardan  bir hizmet akdine dayalı olarak çalışmayanlar,

a) İşçi sendikaları ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkanlıkları ve yönetim kurullarına seçilenler,

b) Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarlar,

c) Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar,

d) 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,

e) 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanununda belirtilen umumî kadınlar,

f) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı görev verilenler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamında çalıştırılanlar,

3-  6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanuna tabi jokey ve antrenörler,

4- İş kaybı tazminatı alanlar,

5- 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamında olmakla birlikte memur veya 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli statüde bulunanlar,

6-657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu, 233 ve 399 sayılı kanun hükmünde kararnameler ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanunlarındaki hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar,

7-657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre geçici personel statüsünde çalıştırılanlar,

İşsizlik sigortasında muaf tutulmuşlardır.

Diğer taraftan, yabancı uyruklu sigortalıların işsizlik sigortasından muaf oldukları yönünde 4447 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinde herhangi bir hüküm bulunmadığından, yabancı uyruklu sigortalılar için (5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamına girenler hariç olmak üzere) işsizlik sigortası primi ödenmesi gerektiğinden, bu sigortalıların 1 nolu belge türü seçilmek suretiyle düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesi ile bildirilmeleri icap etmektedir.

Ancak, Birleşik Krallıkta ikamet edenler ve İsviçre vatandaşı olanlardan uzun vadeli sigorta kolunun uygulanmasını talep etmeyenler için 39 nolu belge türü seçilecek olup, bu sigortalılar için kısa vadeli sigorta primi ile genel sağlık sigortası priminin yanı sıra işsizlik sigortası primi de ödenmesi gerekmektedir.

Eyüp Sabri Demirci
Sosyal Güvenlik Kurumu
İşverenler Prim Daire Başkanlığı Şube Müdürü

Tarih: 12.12.2012
Kaynak: www.MuhasebeTR.com