Sayfalar

23 Mayıs 2013 Perşembe

İşe iade davası sorunları çözülemiyor

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun işe iade davası sonucu aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmesi sürecinde İşverenlere ciddi sorunlar yaşatıyor. Daha önce de birkaç kez dile getirdiğimiz bu sorunlar maalesef bir türlü çözülemiyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu işe iade sonucu işverenlerce yapılması gereken işlemlerde işverenlere tebligat tarihini değil sigortalılara tebligat tarihini esas alarak işverenleri mağdur ediyor. Son zamanlarda işe iade davası sayıları giderek artmaktadır. İşe iade davasını kazanan işçiler kararın kesinleşmesini izleyen 10 işgünü içinde işverenlerine başvurmak zorundadırlar. Davayı kazanan işçi 10 işgünü içinde işverenine başvurarak işe başlama talebini iletmez ise davayı kazanmış olsa dahi hakkını kaybetmekte ve işverence yapılan fesih geçerli hale gelmektedir.
Mahkeme kararının kendisine tebliğ edildiği 10 işgünü içinde işverenine işe başlamak için başvuran işçinin iki durumla karşılaşması mümkündür, Ya işvereni işçiyi 1 ay içinde işe başlaması içinde davet edecek ya da işe başlatmayacağını işçiye bildirecektir.
Her iki durumda da işveren işçinin usulüne uygun kendisine işe başlamak için başvurması durumunda işçinin çalışmadığı 120 günlük döneme ait primlerini Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirmek ve bu dönemlere ait primleri Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödemek zorundadır.
SGK uygulamasında, kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının işçiye tebliğ edildiği tarihten itibaren (tebliğ edilen gün hariç) onuncu iş gününün içinde bulunduğu ayı takip eden ayın 23'üne kadar verilmesi ve muhteviyatı prim tutarlarının da aynı süre içinde ödenmesi istenmektedir. İşe iade kararları gereği düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgesi için 16-370 sayılı Genelgede belirlenen süre İş Kanunu'nun ilgili hükümleri ile çelişmektedir.
İşverenlerin söz konusu 120 günlük döneme ait primleri Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirmemesi kendi iradeleri dışında oluştuğundan Kurum yerinde bir karar alarak her ne kadar süresi dışında da olsa bu bildirgeler için süresi dışında verildiği için ceza uygulamamakta ve primleri gecikme zammı ve gecikme cezası uygulamadan tahsil etmektedir.
Ancak uygulamada işin özü unutularak işverenlere haksızlık yapılmaktadır. Şöyle ki işverenlerin vermesi gereken belgelerin verilme süresi yönetmelikte davayı kazanan işçinin işverene başvurması ve işverence 1 ay içinde işe başlatma ya da başlatmama konusunda karar verilmesini izleyen 10'uncu işgününün içinde bulunduğu ayı takip eden döneme kadar verilmesi durumunda süresinde verilmiş sayılmasına rağmen tebliğde mahkeme kararının işçiye tebliğ tarihini izleyen 10'uncu işgününü takip eden döneme kadar verilmesi durumunda süresinde verilmiş sayılmıştır. Bu daraltıcı durum hukuksuz uygulamaları da beraberinde getirmiştir.
Her şeyden önce işverenlerin ellerinde olmayan bir sebeple veremedikleri belgelerin yine ellerinde olmayan sebeplerle süresinde verilmediği gerekçesi ile idari para cezası uygulanması hukukun genel ilkelerine aykırıdır.
Hiç kimse usulünce kendisine tebliğ edilmeyen bir konu ile ilgili bir işlemi yapmadığı için cezalandırılamaz. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu işverenlere tebliğ edilmeyen bir kararla ilgili işlem yapmadığı için ceza uygulamaktadır.
Örneğin 10.01.2013 tarihinde işe iade davasını kazandığını tebliğ alan bir işçinin işverenle kavgalı olması nedeni ile bizzat başvurmayarak işe başlama talebini kararın kendisine tebliğini izleyen 10'uncu işgününün içinde bulunduğu 20.01.2013 tarihinde noter ihtarnamesi ile posta aracılığıyla işverenine gönderdiğini kabul edelim. Söz konusu ihtarnamenin postada yaşanan gecikme nedeni ile 25.04.2013 tarihinde işverene ulaştığını varsayalım.
Söz konusu işe başlama tebliğini alan işverenin 1 ay içinde işçiyi işe başlatma ya da başlatmama kararı vermesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirimlerini yapması gerekmektedir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu işe başlama isteğini 25.04.2013 tarihinde tebliğ alan işverene, işçinin mahkeme kararını tebliğ aldığı 10'uncu işgününün içinde bulunduğu ayı izleyen belge verme süresi olan 23.02.2013 tarihine kadar söz konusu işçi için gerekli belgeleri vermediği için ceza uygulamaktadır.
Yani işveren işe başlama tebligatını almadan 2 ay öncesinde kuruma bildirim yapmakla zorunlu tutulmaktadır. Bu durumun mantıklı bir açıklamasını yapacak bir Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilisi varsa lütfen bana cevap versin, vereceği cevabı da bu köşeden yayınlayalım. Bu konu ile ilgili daha öncede köşemden yazı yazmama rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu düzeltme yapmadı.
Bu durumla ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu'nun yeni yönetiminin çözüm üreteceğini biliyor ve çözüm önerisini de hemen buradan veriyorum. Hatalı yazılan tebliğde küçük bir değişiklik yapılarak, "işçinin işe başlama talebinin işverene tebliğini izleyen 1 aylık süresinin içinde bulunduğu tarihi izleyen aybaşını takip eden aylık prim ve hizmet belgesi verme süresinde söz konusu belgelerin verilmesi durumunda süresinde verilmiş sayılır" ibaresi eklenerek bu sorun çözülebilir.
Lütfen bin bir zorlukla mücadele ederek istihdam yaratan işverenlerimize hukuka ve mantığa aykırı işlemlerle zulüm etmeyelim. İşverenlerimizin işlemlerini kolaylaştırmak onların daha çok istihdam yaratmasını sağlamak Sosyal Güvenlik Kurumu'nun amacı değil mi?
İşe iade nedeniyle düzenlenecek APHB'nin işçinin işverene işe iade talebinde bulunduğu tarihi izleyen 30. günü takip eden ayın 23'üne kadar verilmesi ve muhteviyatı prim tutarlarının da aynı süre içinde ödenmesi uygulaması getirilmelidir. Ayrıca işe iade davalarında da e-bildirge sistemi üzerinden geriye dönük ek bildirge verilebilmelidir. Çünkü her SGK müdürlüğü farklı işlem yapıyor.

RESUL KURT / İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK

 

10 Mayıs 2013 Cuma

Çalışanların patlayıcı ortamların tehlikelerinden korunması hakkında yönetmelik.

30 Nisan 2013 Tarihli Resmi Gazete  Sayı: 28633  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

Çalışanların patlayıcı ortamların tehlikelerinden korunması hakkında yönetmelik

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, çalışanları sağlık ve güvenlik yönünden işyerlerinde oluşabilecek patlayıcı ortamların tehlikelerinden korumak için alınması gereken önlemlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına giren ve patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunan işyerlerinde uygulanır.

(2) Ancak;

a) Hastalara tıbbi tedavi uygulamak için ayrılan yerler ve tıbbi tedavi uygulanması,

b) 1/4/2011 tarihli ve 27892 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gaz Yakan Cihazlara Dair Yönetmelik (2009/142/AT) kapsamında yer alan cihazların kullanılması,

c) Patlayıcı maddelerin ve kimyasal olarak kararsız halde bulunan maddelerin üretilmesi, işlemlerden geçmesi, kullanımı, depolanması ve nakledilmesi,

ç) Sondaj yöntemiyle maden çıkarma işleri ile yeraltı ve yerüstü maden çıkarma işleri,

d) Patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerde kullanılan her türlü taşıma aracı hariç, uluslararası antlaşmaların ilgili hükümlerinin uygulandığı kara, hava ve su yolu taşıma araçlarının kullanılması,

bu Yönetmelik kapsamı dışındadır.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik;

a) 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 30 uncu maddesine dayanılarak,

b) 16/12/1999 tarihli ve 1999/92/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifine paralel olarak,

hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Kanun: 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununu,

b) Patlamadan korunma dokümanı: İşyerlerinde oluşabilecek patlayıcı ortamların tehlikelerinden çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla hazırlanan dokümanı,

c) Patlayıcı ortam: Yanıcı maddelerin gaz, buhar, sis ve tozlarının atmosferik şartlar altında hava ile oluşturduğu ve herhangi bir tutuşturucu kaynakla temasında tümüyle yanabilen karışımı,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

İşverenin Yükümlülükleri

Patlamaların önlenmesi ve patlamadan korunma

MADDE 5 – (1) İşveren, patlamaların önlenmesi ve bunlardan korunmayı sağlamak amacıyla, yapılan işlemlerin doğasına uygun olan teknik ve organizasyona yönelik önlemleri alır. Bu önlemler alınırken aşağıda belirtilen temel ilkelere ve verilen öncelik sırasına uyulur;

a) Patlayıcı ortam oluşmasını önlemek,

b) Yapılan işlemlerin doğası gereği patlayıcı ortam oluşmasının önlenmesi mümkün değilse patlayıcı ortamın tutuşmasını önlemek,

c) Çalışanların sağlık ve güvenliklerini sağlayacak şekilde patlamanın zararlı etkilerini azaltacak önlemleri almak.

(2) Birinci fıkrada belirtilen önlemler, gerektiğinde patlamanın yayılmasını önleyecek tedbirlerle birlikte alınır. Alınan bu tedbirler düzenli aralıklarla ve işyerindeki önemli değişikliklerden sonra yeniden gözden geçirilir.

Patlama riskinin değerlendirilmesi

MADDE 6 – (1) İşveren, 29/12/2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğine uygun risk değerlendirmesi çalışmalarını yaparken, patlayıcı ortamdan kaynaklanan özel risklerin değerlendirmesinde aşağıdaki hususları da dikkate alır:

a) Patlayıcı ortam oluşma ihtimali ve bu ortamın kalıcılığı,

b) Statik elektrik de dâhil tutuşturucu kaynakların bulunma, aktif ve etkili hale gelme ihtimalleri,

c) İşyerinde bulunan tesis, kullanılan maddeler, prosesler ile bunların muhtemel karşılıklı etkileşimleri,

ç) Olabilecek patlama etkisinin büyüklüğü.

(2) Parlama veya patlama riski değerlendirilirken patlayıcı ortamların oluşabileceği yerlere açık olan veya açılabilen yerler de dikkate alınarak bir bütün olarak değerlendirilir.

İşyerinin güvenli hale getirilmesi

MADDE 7 – (1) Kanunun 5 inci maddesinde yer alan risklerden korunma ilkelerine ve bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen hususlara uygun olarak çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için işveren:

a) Çalışanların ve diğer kişilerin sağlık ve güvenliği için tehlike arz eden patlayıcı ortam oluşma ihtimali olan yerlerde güvenli çalışma şartlarını sağlar.

b) Yapılan risk değerlendirmesi sonucuna göre, çalışanların sağlık ve güvenliği için tehlike arz eden patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunan yerlerde, çalışma süresince uygun teknik önlemleri aldırarak, bu kısımların gözetim altında tutulmasını sağlar.

Koordinasyon görevi

MADDE 8 – (1) Bir işyerinde birden fazla işverene ait çalışan bulunması durumunda, her işveren kendi kontrol alanına giren tüm hususlardan sorumlu olur.

(2) Asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde işverenlerin Kanunda ve diğer kanunlarda belirtilen sorumlulukları saklı kalmak kaydı ile asıl işveren, çalışanların sağlık ve güvenliklerine ilişkin tedbirlerin uygulanmasını koordine eder ve 10 uncu maddede belirtilen Patlamadan Korunma Dokümanında bu koordinasyonun amacı ve uygulanması için gerekli usul ve tedbirleri belirtir.

(3) Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, işyerlerinin bu Yönetmeliğin uygulanması ile ilgili koordinasyon yönetim tarafından sağlanır. Yönetim, işyerlerinde patlayıcı ortamlarla ilgili diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirir.

Patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerin sınıflandırılması

MADDE 9 – (1) İşveren;

a) Patlayıcı ortam oluşması ihtimali olan yerleri Ek-1’de belirtildiği şekilde sınıflandırır.

b) Bu fıkranın (a) bendine göre sınıflandırılmış olan bölgelerde Ek-2 ve Ek-3’te verilen asgari gereklerin uygulanmasını sağlar.

c) Çalışanların sağlık ve güvenliğini tehlikeye atabilecek miktarda patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerin girişine Ek-4’te verilen işaretleri yerleştirir.

Patlamadan korunma dokümanı

MADDE 10 – (1) İşveren, 6 ncı maddede belirtilen yükümlülüğünü yerine getirirken, ikinci fıkrada belirtilen hususların yer aldığı Patlamadan Korunma Dokümanını hazırlar.

(2) Patlamadan Korunma Dokümanında;

a) Patlama riskinin belirlendiği ve değerlendirildiği hususu,

b) Bu Yönetmelikte belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için alınacak önlemler,

c) İşyerinde Ek-1’e göre sınıflandırılmış yerler,

ç) Ek-2 ve Ek-3’te verilen asgari gereklerin uygulanacağı yerler,

d) Çalışma yerleri ve uyarı cihazları da dahil olmak üzere iş ekipmanının tasarımı, işletilmesi, kontrolü ve bakımının güvenlik kurallarına uygun olarak sağlandığı,

e) İşyerinde kullanılan tüm ekipmanın 25/4/2013 tarihli ve 28628 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğine uygunluğu,

yazılı olarak yer alır.

(3) Patlamadan korunma dokümanı, işin başlamasından önce hazırlanır ve işyerinde, iş ekipmanında veya iş organizasyonunda önemli değişiklik, genişleme veya tadilat yapıldığı hallerde yeniden gözden geçirilerek güncellenir.

(4) İşveren, yürürlükteki mevzuata göre hazırladığı patlama riskini de içeren risk değerlendirmesini, dokümanları ve benzeri diğer raporları birlikte ele alabilir.

İşyerleri ve iş ekipmanları için özel gerekler

MADDE 11 – (1) Patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunan işyerlerinde, işverenler aşağıda belirtilen hususlara uymakla yükümlüdür:

a) Patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunan yerlerde 26/12/2003 tarihinden önce kullanılmak üzere üretilen veya işyerinde kullanılan iş ekipmanları Ek-2’de belirtilen asgari gerekleri karşılamak zorundadır.

b) Patlayıcı ortam oluşabilecek kısımları bulunan işyerleri bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olarak kurulur.

c) Patlayıcı ortam oluşabilecek kısımları bulunan işyerlerinde herhangi bir değişiklik, eklenti veya tadilat yapıldığı hallerde, işveren bu Yönetmelik hükümlerine uyumun devam etmesini sağlar.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Yürürlükten kaldırılan yönetmelik

MADDE 12 – (1) 26/12/2003 tarihli ve 25328 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Patlamadan korunma dokümanlarının geçerliliği

GEÇİCİ MADDE 1 – 26/12/2003 tarihli ve 25328 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında hazırlanan patlamadan korunma dokümanları geçerli olarak kabul edilir.

Yürürlük

MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

EK – 1

PATLAYICI ORTAM OLUŞABİLECEK YERLERİN SINIFLANDIRILMASI

Bu Yönetmeliğin 5, 6, 9 ve 10 uncu maddelerine göre önlem alınması gereken yerlerde aşağıda belirtilen sınıflandırma sistemi uygulanır.

1 –Patlayıcı ortam oluşabilecek yerler

Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için özel önlem alınmasını gerektirecek miktarda patlayıcı ortam oluşabilecek yerler, bu Yönetmeliğe göre tehlikeli kabul edilir.

Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için özel önlem alınmasını gerektirecek miktarda patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunmayan yerler bu Yönetmeliğe göre tehlikesiz kabul edilir.

Parlayıcı ve/veya yanıcı maddelerin hava ile yaptıkları karışımların, bağımsız olarak bir patlama meydana getirmeyecekleri yapılacak araştırmalarla kanıtlanmadıkça, bu maddeler patlayıcı ortam oluşturabilecek maddeler olarak kabul edilir.

2 – Tehlikeli yerlerin sınıflandırılması

Tehlikeli yerler, patlayıcı ortam oluşma sıklığı ve bu ortamın devam etme süresi esas alınarak, bölgeler halinde sınıflandırılır.

Ek-2’ye göre alınacak önlemler, yapılan bu sınıflandırmaya göre belirlenir.

Bölge 0

Gaz, buhar ve sis halindeki yanıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın sürekli olarak veya uzun süreli ya da sık sık oluştuğu yerler.

Bölge 1

Gaz, buhar ve sis halindeki yanıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın normal çalışma koşullarında ara sıra meydana gelme ihtimali olan yerler.

Bölge 2

Gaz, buhar ve sis halindeki yanıcı maddelerin hava ile karışarak normal çalışma koşullarında patlayıcı ortam oluşturma ihtimali olmayan yerler ya da böyle bir ihtimal olsa bile patlayıcı ortamın çok kısa bir süre için kalıcı olduğu yerler.

Bölge 20

Havada bulut halinde bulunan tutuşabilir tozların, sürekli olarak veya uzun süreli ya da sık sık patlayıcı ortam oluşturabileceği yerler.

Bölge 21

Normal çalışma şartlarında, havada bulut halinde bulunan tutuşabilir tozların ara sıra patlayıcı ortam oluşturabileceği yerler.

Bölge 22

Normal çalışma şartlarında, havada bulut halinde bulunan tutuşabilir tozların patlayıcı ortam oluşturma ihtimali bulunmayan ancak böyle bir ihtimal olsa bile bunun yalnızca çok kısa bir süre için geçerli olduğu yerler.

Not:

Tabaka, tortu veya yığın halinde tutuşabilir tozların bulunduğu yerler, patlayıcı ortam oluşturabilecek diğer bir kaynak olarak dikkate alınmalıdır.

EK – 2

ÇALIŞANLARIN SAĞLIK VE GÜVENLİKLERİNİN PATLAYICI ORTAM RİSKLERİNDEN KORUNMASI İÇİN ASGARİ GEREKLER

Bu ekte belirtilen gereklilikler aşağıdakilere uygulanır;

a) İşyerlerinin, işyeri birimlerinin, iş ekipmanları veya kullanılan maddelerin özellikleri ya da patlayıcı ortam riskine neden olabilecek faaliyetlerden kaynaklanan tehlikeler uyarınca Ek-1’e göre tehlikeli olarak tanımlanabilecek yerler.

b) Tehlikeli olarak sınıflandırılan yerlerde bulunan ekipmanın, güvenli bir şekilde çalışması için gerekli olan veya bu ekipmanların güvenli çalışmasına yardımcı olan ancak kendisi tehlikeli bölgede bulunmayan ekipmanlar.

1. Organizasyon önlemleri

1.1. Çalışanların eğitimi

İşveren, patlayıcı ortam oluşabilen yerlerde çalışanlara, patlamadan korunma konusunda yeterli ve uygun eğitimi sağlar.

1.2. Yazılı talimatlar ve çalışma izni

Patlamadan Korunma Dokümanında gerekli görülmesi halinde;

a) Tehlikeli yerlerdeki çalışma, işveren tarafından düzenlenen yazılı talimatlara uygun yapılır.

b) Gerek tehlikeli işlerin yapılmasında, gerekse başka çalışmaları etkileyerek tehlikeye neden olabilecek diğer işlerin yapılmasında, çalışma izin sistemi uygulanır.

Çalışma izni, bu konuda yetkili ve sorumlu olan bir kişi tarafından işe başlamadan önce yazılı olarak verilir.

2. Patlamadan Korunma Önlemleri

2.1. Patlama tehlikesine neden olabilecek yanıcı gazlar, buharlar, sisler veya tutuşabilir tozların isteyerek veya istemeyerek ortaya çıkması halinde, bunların güvenli bir yere uygun şekilde yönlendirilmesi veya uzaklaştırılması sağlanır, bunun yapılması pratik olarak mümkün değilse yayılmalarını önleyecek başka uygun önlemler alınır.

2.2. Eğer patlayıcı ortam birkaç çeşit parlayıcı ve/veya yanıcı gazlar, buharlar, sisler veya tozlardan oluşuyorsa, alınacak koruyucu önlem en yüksek riske uygun olur.

2.3. Özellikle, çalışanların ve çalışma ortamının statik elektrik taşıyıcısı veya üreticisi olabileceği durumlarda, bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen tutuşturma tehlikesinin önlenmesinde, statik elektrik boşalmaları da dikkate alınır. Patlayıcı ortamı tutuşturabilen statik elektrik oluşumunu önlemek için çalışanlara uygun malzemeden yapılmış kişisel koruyucu donanımlar verilir.

2.4. Tesis, ekipman, koruyucu sistemler ve bunlarla bağlantılı cihazların patlayıcı ortamda güvenle kullanılabileceğinin, Patlamadan Korunma Dokümanında belirtilmesi halinde bunlar hizmete sokulabilir. Bu kural 30/12/2006 tarihli ve 26392 sayılı Resmî Gazete’nin 4 üncü mükerrerinde yayımlanan Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemlerle İlgili Yönetmeliğe (94/9/AT) göre ekipman veya koruyucu sistem sayılmayan ancak tesiste yerleştirildikleri yerlerde kendileri bir tutuşturma tehlikesi oluşturan iş ekipmanları ve bağlantı elemanları için de geçerlidir. Bağlantı elemanlarında herhangi bir karışıklığa meydan vermemek için gerekli önlem alınır.

2.5. Patlama riskini en aza indirmek ve olası bir patlamada, patlamayı kontrol altına almak, işyerine ve iş ekipmanlarına yayılmasını en aza indirebilmek için; işyerleri, iş ekipmanları ve bunlarla bağlantılı tüm cihazların tasarımı, inşası, montajı ve yerleştirilmesi, bakım, onarım ve işletilmesinde gerekli tüm önlemler alınır. Her bakım ve onarım sonrasında tesisin, ekipmanların veya koruyucu sistemlerin Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemlerle İlgili Yönetmeliğe (94/9/AT) uygunluğunun devam edip etmediği, bağlantılarının ve montajlarının durumu kontrol edilir. İşyerlerinde patlamanın fiziksel tesirlerinden çalışanların etkilenme riskini en aza indirmek için uygun önlemler alınır.

2.6. Gereken durumlarda, patlama şartları oluşmadan önce, çalışanların sesli ve/veya görsel işaretlerle uyarılması ve ortamdan uzaklaşması sağlanır.

2.7. Patlamadan Korunma Dokümanında belirtildiği takdirde; bir tehlike durumunda çalışanların tehlikeli bölgeden anında ve güvenli bir şekilde uzaklaşabilmeleri için tahliye sistemi kurulur ve her an işler durumda bulunması sağlanır.

2.8. Patlayıcı ortam oluşabilecek bölümleri bulunan işyerlerinde; faaliyete başlanılmadan önce bütün işyerinin patlama yönünden güvenliğinin sağlandığı kanıtlanacaktır. Patlamadan korunmayı sağlamak için bütün koşullar yerine getirilir. Patlama yönünden güvenliğin sağlandığının kanıtlanması, patlamadan korunma konusunda eğitim almış ve/veya deneyimli ehil kişilerce yapılır.

2.9. Yapılan risk değerlendirmesinin gerektirmesi halinde;

a) Her hangi bir güç kesilmesinin ilave risklere neden olabileceği durumlarda, bu durumda kullanılacak ekipmanın ve güvenlik sistemlerinin, tesisin diğer kısımlarından bağımsız olarak güvenli bir şekilde çalışmasını sürdürmesi mümkün olmalıdır.

b) Otomatik proseslerde amaçlanan çalışma koşullarından her hangi bir sapma meydana geldiğinde, otomatik sistemle bağlantılı ekipmana ve koruyucu sistemlere güvenliği tehlikeye atmamak şartıyla el ile müdahale yapılabilir. Bu müdahale sadece bu işte yetkili çalışanlar tarafından yapılır.

c) Sistemin acil durdurulması halinde, biriken enerji mümkün olduğu kadar çabuk ve güvenli bir şekilde boşaltılır veya tehlike oluşturmayacak şekilde izole edilir.

EK-3

EKİPMANLARIN VE KORUYUCU SİSTEMLERİN SEÇİMİNDE UYULACAK KRİTERLER

Risk değerlendirmesine göre hazırlanan patlamadan korunma dokümanında aksi belirtilmemesi halinde patlayıcı ortam oluşabilecek tüm yerlerdeki ekipman ve koruyucu sistemler, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemlerle İlgili Yönetmelikte (94/9/AT) belirtilen kategorilere göre seçilir.

Özellikle gazlar, buharlar, sisler ve tozlar için aşağıda belirtilen bölgelerde, karşılarında verilen kategorideki ekipman kullanılır.

Bölge 0 veya Bölge 20: Kategori 1 ekipman,

Bölge 1 veya Bölge 21: Kategori 1 veya 2 ekipman,

Bölge 2 veya Bölge 22: Kategori 1, 2 veya 3 ekipman.

Not:

Patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunan yerlerde 26/12/2003 tarihinden sonra üretilen veya işyerinde kullanılan iş ekipmanları Ek-2’de belirtilen asgari gerekleri ve bu ekte belirtilen kriterleri karşılamak zorundadır.

EK – 4

PATLAYICI ORTAM OLUŞABİLECEK YERLER İÇİN UYARI İŞARETİ

Patlayıcı ortam oluşabilecek yerler için uyarı işareti; üçgen şeklinde, siyah kenarlı, sarı zemin üzerine siyah yazılı ve sarı zeminin işaret alanının en az %50’ si olacak şekilde aşağıda belirtilen şekil ve renklerde olur.

 

İş güvenliğinde uygulama sorunları

Önceki gün TÜSİAD'ın ev sahipliğinde önceki gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in katılımıyla, "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun Getirdiği Yenilikler ve Uygulama Boyutu" başlıklı bir seminer düzenlendi.
Seminerde, "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu" ile ilgili olarak, hem yeni mevzuatın hukuksal çerçevede bir değerlendirmesi yapıldı hem de konunun uygulama boyutu ele alındı.
Seminerde, oturum başkanlığını TÜSİAD İstihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu Başkanı Gülden Türktan'ın gerçekleştirdiği bir panelde, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi değerli hocam Prof. Dr. A. Nurşen Caniklioğlu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer'le birlikte ben de bir sunum yaptım.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik'in bizzat katılarak önemli mesajlar verdiği panelde hem mevzuattaki değişiklikler hem de uygulamada yaşanan sorunlar paylaşıldı.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz açılış konuşmasında özetle; "İş sağlığı ve güvenliği, her şeyden önce bir haktır, bir insani sorumluluktur. Herkes sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkına sahiptir. Bunun yanında, toplumsal refah ve kalkınma açısından da iş sağlığı ve güvenliğini temin etmek durumundayız." diyerek konunun ne kadar önemli olduğunu vurguladı.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Memduh Boydak ise "İş kazalarını ve meslek hastalıklarını, gereken tedbirleri almak suretiyle daha ortaya çıkmadan önlemenin, en etkili yöntem olduğuna inanıyoruz. Bu konuda tüm paydaşların işbirliği içinde olması büyük önem taşımaktadır. İş sağlığı ve güvenliği, her kazanın önlenebilir olduğu anlayışıyla yönetilmelidir. İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerinin etkili bir biçimde kurulması, yönetim ve çalışanların birlikte tüm tedbirlerde yer alması, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yerleşmesi açısından çok önemlidir." Diyerek konunun toplumsal ve hukuki açıdan önemine vurgu yaptı.
Özellikle iş güvenliği uygulamalarında yaşanan sorunları ele aldığım sunumda, yaşanan sorunlara çözüm noktasında bazı önerilerim oldu. Bunlardan önemli olanlar;
. İş güvenliği eğitimlerinde, az tehlikeli sınıftaki işyerleri için uzaktan eğitime fırsat verilmelidir. Böylece dağınık yapıdaki bankalar, sigorta şirketleri, perakende mağazaları gibi az tehlikeli sınıftaki işçilere de iş güvenliği eğitimi doğru bir şekilde verilmiş olur.
. Mesleki eğitimlerde sorun yaşanıyor. Mutlaka Milli Eğitim Bakanlığı mesleki eğitimlerde yeniden aktif rol oynamalıdır.
. OSGB kriterleri esnetilmelidir. Gereksiz malzeme listesi azaltılmalıdır.
. Az tehlikeli işlerde Uzaktan İSG eğitimine fırsat verilmelidir.
. OSGB'ler kuruldukları il ve sınır komşusu illerde hizmet sunmaya yetkilidir. Sınır illerin dışında hizmet verilebilmesi için Yönetmelikte belirtilen şartları sağlayarak o illerde şube açılması zorunludur. Ancak bu kadar çok il'de her firmanın OSGB açması ülkemizi "OSGB mezarlığına" dönüştürür. Burada Özellikle az tehlikeli sektörde faaliyet gösteren bankalar, sigorta şirketleri, mağazalar için hizmet verilmesinde OSGB zorunluluğu kaldırılması hizmet kalitesinin sürdürülebilmesi için uygun olur. Bakanlık, iş güvenliği uzmanlarının Türkiye'nin her yerinde hizmet vermesine izin verirken OSGB'ler için sınır komşusuyla sınırlandırılmıştır. Mutlaka sistem değişikliği yapılarak OSGB'lerin iş güvenliği hizmetlerinin ülke genelinde verilebilmesinin sağlanması ve kötü niyetli -sözleşme yapılıp hizmet verilmemesi- kurumlar/kişiler için de iş güvenliği uzmanlarının ikamet ettikleri iller ve sınır komşularına hizmet verilmesiyle sınırlandırılması daha uygun olur.
Ayrıca her yerde OSGB açılması bazı bölgelerin OSGB arz fazlasına sebebiyet verir. Bu tür kurumların merkezlerinin kurulu bulundukları ildeki bir OSGB'den hizmet alması yararlı olur.
. İSG Katip sisteminin sağlıklı işletilmesi için SGK verilerinin online olarak alınabilmesi sağlanmalıdır. İSG Katip sisteminde görünmeyen işyerleri manuel girilebilmelidir.
. Ayrıca, hem iş güvenliği uzmanlığı hizmeti, hem de işyeri hekimliğinde 1000-750-500 işçi çalıştıran işyerlerinde tam zamanlı işyeri hekimi/iş güvenliği uzmanı çalıştırılması uygulamasından vazgeçilmelidir. Saat bazında hizmet alınmalıdır. Bir işyerinde işyerine "İş güvenliği hizmetlerinin sunulması için hesaplanan zorunlu süre bölünmek suretiyle birden fazla kişi görevlendirilemez." hükmü vardır. Bu uygulamada bazı sıkıntılara sebebiyet veriyor. Özellikle birkaç saatlik eksiklikler olması halinde hizmette aksamaya sebebiyet veriyor. A ve B grubu İş güvenliği uzmanlarının sayısal yetersizliğini aşmak için A ve B grubu iş güvenliği uzmanı çalıştırma süresinin bir kısmının C grubu tarafından yerine getirilmesine izin verilmelidir. Örneğin, 100 saat A grubu uzman çalıştırması gereken çok tehlikeli işyerinin bu 100 saatin 20 saatini A grubu ve kalan 80 saatini de B veya C grubu uzmanla tamamlaması durumunda yükümlülük yerine getirilmiş olacaktır. Böylece A gurubu uzman sayısının yetersizliğinden kaynaklanan eleştiriler önleneceği gibi, C grubu uzmanlara da A grubu deneyimli uzmanlarla birlikte çalışarak kendini yetiştirme fırsatı verilmiş olacaktır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik'in, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer'in ve tüm İSG Genel Müdürlüğü personelinin iş sağlı ve güvenliği sisteminin kurulmasında çok emeği var. Gerçekten geceli-gündüzlü büyük bir özveri ve emekle çalıştığını çok iyi biliyorum. Umarız sistemde yaşanan sorunların çözümlerinde yukarıda yer alan önerilerimizi de dikkate alarak sistemin önünü açar. Eğer uygulamada yaşanan sorunlar bitirilirse ülkemiz iş sağlığı ve güvenliği alanındaki hizmetlerinden dolayı hem Sayın Bakan Sayın Faruk Çelik ve hem de Kasım Özer ve ekibini ilelebet saygıyla anar.

Kaynak: Dünya Gazetesi - Resul Kurt - 10.05.2013