Sayfalar

30 Eylül 2011 Cuma

Vardiyalı Çalışan Kadın İşçinin Gece Çalışmasında Haklar ve Yükümlülükler

Soru: Annem bir ekmek fırınında 1996 yılından beri vardiyalı çalışmaktadır. 2009'da gözlerinde yaşanan sağlık problemleri sebebi ile hastaneden % 85 oranında özürlü raporu aldı ve aynı zamanda vergi indiriminden % 79 olarak faydalanmaktadır. Bu durumda;

1. Mevcut koşullarda gece çalışmasına gidemeyeceğini yasal olarak nasıl bir rapor alarak ispatlayabilir?

2.       Gece boyunca çalıştığı müddette gece farkı ödenmedi halen de ödenmiyor, İşveren gece farkı ödemek zorunda mıdır? Ödemek zorunda ise işveren ödemeyi kabul etmez ise ne yapmamız gerekir?

3.       Daha önceki bir yazınızda vardiya dönüşümlerinde en az 11 saat arada fark olmak zorunda diye yazmışsınız. Bu süre annemlerde 5-6 saati ancak bulabiliyor, bu konu hakkında nereye şikayette bulunabiliriz?

Cevap: İş Kanunu açısından saat 20.00 ila 06.00 saatleri arası gece süresi sayılıyor ve çalışma süresinin çoğu bu saat diliminde geçen işçilerin bu çalışma süreleri gece vardiyası sayılıyor.

Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir.

Postası değiştirilecek işçi kesintisiz en az onbir saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz.

Kadın işçilerin, gece postalarında çalıştırılabilmeleri için, işe başlamadan önce işyeri hekimi, işyeri ortak sağlık birimi, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırasıyla en yakın SGK, sağlık ocağı, Hükümet veya belediye doktorlarına muayene ettirilerek, çalışmalarına engel bir durumun olmadığına dair sağlık raporlarının alınması şart bulunuyor ve bu işçilerin muayenelerinin her altı ayda bir (Erkek işçilerde bu süre iki yılda bir) tekrarlanması gerekiyor. Yani sizin bir başvurunuz sonucu değil, rutin muayenelerle anneniz gibi kadın işçilerin gece çalışmasına uygun olup olmadıklarının periyodik olarak İşverenince teyit edilmesi zorunlu bulunuyor. Bunun dışında da anneniz gece çalışması nedeniyle sağlığının bozulduğunu bir raporla belgelerse işvereni, mümkünse gündüz postasında durumuna uygun bir iş vermek durumunda.

Zaten vardiyalı çalışan işçilerinin, her postada çalışan işçilerin ad ve soyadlarını kapsayan listeler ile bu işçiler için işe başlamadan önce alınması gerekli periyodik sağlık raporlarının bir nüshasının işveren tarafından ilgili Çalışma Bölge Müdürlüğüne verilmiş olması gerekiyor. Yine gece postalarında kadın işçi çalıştırmak isteyen işverenlerin gece çalıştırılacak kadın işçilerin isim listelerini ilgili Çalışma Bölge Müdürlüğüne göndermeleri de ayrıca gerekiyor.

Kadın işçilerin her ne şekilde olursa olsun gece postasında yedibuçuk saatten fazla çalıştırılması yasak bulunuyor. Ayrıyeten belediye sınırları dışındaki her türlü işyeri işverenleri ile belediye sınırları içinde olmakla beraber, posta değişim saatlerinde mutat vasıtalarla gidip gelme zorluğu bulunan işyeri işverenleri, gece postalarında çalıştıracakları kadın işçileri, sağlayacakları uygun araçlarla ikametgâhlarına en yakın merkezden işyerine götürüp getirmekle de yükümlü bulunuyorlar.

Gece zammı yasal bir zorunluluk değil, ama toplu iş sözleşmesine tabi kimi işyerlerinde gece vardiyası çalışmaları için yüzde 100 zamlı ücret biçiminde uygulanabiliyor.

 

Şevket TEZEL

26.09.2011

"Bazı işsizler iş beğenmiyor"



Türkiye İş Kurumu: "200 dolayında eleman ilanı yayınladık. Hiç çalışmadan en üst mevkileri istiyorlar. Önce karınlarını doyuracak işe yerleşsinler, sonra iyisini bulacaklardır"

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Yalova İl Müdürü Ahmet Canımova, 200 dolayında eleman ilanı yayımlamalarına karşın ''bazı işsizlerin iş beğenmediğini'' söyledi.

Canımova, gazetecilere yaptığı açıklamada, Yalova'nın 2010 verilerine göre Türkiye'de işsizlik sıralamasında 7'nci olduğunu hatırlattı. İl Müdürlüğünün internet sitesinde 200'e yakın iş ilanı bulunduğunu belirten Canımova, ''Bazı işsizler iş beğenmiyor. Gerçekten iş arayan, bunun takipçisi olan vatandaşlarımız var ancak bazı işsizlerimiz çok seçici davranıyor. Vatandaşlarımız buraya geldiklerinde kendilerini şartlandırmış olarak geliyor. 'Bu kadar ücreti olsun, şu şöyle olsun, bu böyle olsun' diyorlar. Hiç çalışmadan en üst mevkilerde yer almak istiyorlar. İlk önce karınlarını doyuracak işe yerleşsinler daha sonra zaten daha iyisini bulacaklardır. Kurum olarak biz de gerçekten iş takipçisi olan beden işçilerinin sıralamasını yaptık. Onları iş arayan kurumlarla bir araya getireceğiz'' dedi.

Yalova Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YÜSEM) ile yaptıkları protokolle çeşitli kurslar açacaklarını da anlatan Canımova şöyle devam etti:

''Kursiyerlerimizi istihdam etme oranında Türkiye ortalamasının üzerindeyiz. Geçtiğimiz yıl YÜSEM işbirliğiyle düzenlediğimiz kurslarımıza bu yıl da devam edeceğiz. Mesleki eğitim kurslarımıza katılan kursiyerlerimizin sigortasını da yapıyoruz ve 15'er lira da para veriyoruz. Eğitimleri, Yalova Üniversitesinin akademisyenleri veriyor. Kursiyerlerimize bir tek, derslerine çalışmak kalıyor. Türkiye'ye bir kişi bile kazandırsak bizim için kardır.'' Habertürk

28 Eylül 2011 Çarşamba

Cinsel taciz Genel Müdürden gelirse sonuç ne olur

Cinsel taciz Genel Müdür'den gelirse sonuç ne olur?

 

Çalışma yaşamımıza 4857 sayılı İş Kanunu ile 2003 yılında giren cinsel taciz kavramı konusunda aradan geçen 8 yıllık süreçte içtihatta da gelişmeler yaşandı. İspat külfeti bakımından ciddi sorunlar olan böylesi hassas bir konuda Yüksek yargı kararları giderek istikrar kazanmaya başladı.

Cinsel taciz olgusunun işyerlerinde yoğun olarak yaşanmakla birlikte, mağdurun çeşitli sebeplerle konuyu saklı tutması, kendisinin suçlanacağından dolayı tepki vermemeyi tercih etmesi ve/veya işyerinden ayrılmayı tercih etmesi tacizci konumunda olanlara ne yazık ki cesaret vermekte ve bu kişilerin bir yaptırımla karşılaşmalarının önüne geçmektedir.

Taciz olayları incelendiğinde bu tür davranışlar işyerlerinde ağırlıklı olarak yönetici konumunda olanların astlarına karşı gerçekleştirdikleri fiiller olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçekten de amiri tarafından tacize uğrayan bir çalışan öncelikle konunun yanlış anlaşılacağı, bu olay sebebiyle hakkında yanlış imajlar oluşacağı veya bu olay sebebiyle kendisinin suçlanacağının yanı sıra işini kaybetme endişesiyle de tepki vermemeyi tercih etmektedir.

Bu durum kaçınılmaz olarak karşı tarafı daha da cesaretlendirerek saldırıların dozunun artmasına neden olmaktadır.

Esas itibarı ile cinsel taciz adli bakımdan da ciddi bir suçtur ve ağır yaptırıma tabidir. Konunun Ceza yasası yönü bir yana biz bu yazımızda cinsel tacizin çalışma yaşamımıza etkileri üzerinde duracağız. Bu konuyu işlerken de yakın dönemde verilmiş bir yüksek yargı kararından yararlanacağız.

 

Bu kararın çeşitli ilginç yönleri var. Her şeyden önce bu vakada tacizci konumunda olan şirketin tepe yöneticisi olan Genel Müdür. Yine somut olayda mağdur kişi durumunda olan çalışan taciz olayları karşısında istifa etmeyi ya da olayı sineye çekmeyi tercih etmeyip bir mücadele veriyor.

Öncelikle konunun İş yasamızın 24/2 Maddesiyle düzenlendiğini hatırlatmak isteriz “İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.”

Buna göre işçi uğradığı tacizi işverene bildirmesine karşın önlem alınmaması koşulunda haklı nedenle derhal işten ayrılabilecektir.

Ayrıca yine iş kanunu gereği taciz eylemi işleyen işçinin iş sözleşme işveren tarafından haklı nedenle derhal sona erdirilebilecektir.

Bu hatırlatmalardan sonra somut olayımıza dönecek olursak, yukarıda da belirttiğimiz gibi davaya konu olan taciz olayı bir Genel Müdürün asistanı konumunda olan çalışanını cinsel tacize uğratması şeklinde gelişmiştir.

“ Davacı işçi 2005 yılı Aralık ayında yıl sonu toplantısı nedeniyle şirket çalışanları ile birlikte Kıbrıs'a gittiklerinde genel müdürün kendisine cinsel ilişki teklifinde bulunduğunu, yine 26-29 aralık günlerinde Bolu Kartalkaya da yapılan şirketin satış toplantılarına son gün genel müdüründe katıldığını ve gala günü alkol aldığını, imzalaması gereken evrakları odasında imzalayacağını belirterek davacıyı odasına çıkmaya mecbur bıraktığını, odaya geldiklerinde ise iş konusunu konuşmadığını ve davacıyı içki içmeye zorlayıp, öpmeye çalıştığını, ağlayarak odayı terk ettiğim, genel müdürün istediklerini elde edemeyince kötü davranmaya ve küçük düşürmeye başladığını, hakkı olmadığı halde yıl sonu performans notunu düşük vererek istifaya zorladığını, olayları işyerine aksettirince ücretsiz izine ayırdıklarını ve geçici olarak pazarlama departmanında işe başlattıklarını, farklı departmanlarda çalışmasının kendisini rahatlatacağını düşündüğünü ama öyle olmadığını, olayın duyulması üzerine dedikoduların yayıldığını, bakışlar kendisine yönelecek diye yemekhaneye dahi inemediğini, yaşananlara ve baskılara dayanamayarak sinir krizi geçirdiğini ve depresyon teşhisi konulduğunu, çalışamayacağını anlayınca akdi haklı nedenle kendisinin feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.”

Yöneticisinin bu davranışları karşısında asistan aslında İş Kanunu 24/2 (d) fıkrası gereğince yapması gerekeni yapmış yani durumdan işyerini bilgilendirerek önlem alınmasını talep etmiştir. Ancak işyerinin kanımızca tacizcinin konumunda da etkilenerek soruşturma açmak yerine mağdurun sadece görev yerini değiştirdiği anlaşılmaktadır. Bu arada yaşanılan olayın işyeri yönetimine de bildirilmesi ve olayın işyerinde duyulması sonucunda mağdurun psikolojik durumu çöküntüye uğramış, giderek işyerinde çalışması olanaksız hale gelmiştir. Bu nedenle mağdur işçi ,iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirerek işten ayrılmıştır. Ancak işyeri yönetimi feshin haklı nedene dayanmadığı ve haklı fesih konusunda 6 iş günlük sürenin aşıldığı gerekçesi ile tazminat talebini reddetmiştir. Bunun üzerine mağdur işçi İş mahkemesinde dava açmıştır.

“Davalı işveren iddialar dışında delil bulunmadığını, ama iddiaların niteliği göz önüne alınarak işi ve amirinin değiştirildiğini, davacının çalışmasını sürdürdüğünü ve 6 günlük hak düşürücü süreden sonra akdi feshettiğini savunmuştur.”

Konuyu inceleyen yerel mahkeme de taciz iddialarının kanıtlanmadığı gibi fesih konusunda 6 iş günlük hak düşürücü sürenin aşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

“Mahkemece tacizin vuku bulduğunun kanıtlanamadığı gibi 6 günlük hak düşürücü sürede de fesih hakkının kullanılmadığı, tacizin sonraki günlerde de devam ettiğinin ileri sürülmeyip davacının işverene şikâyet hakkını performans değerlendirmesini öğrendikten sonra bildirdiğini feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.”

Ancak mağdur işçi davayı temyiz etmiş ve dosya yüksek mahkemece incelenmiştir. Yüksek mahkemenin bu konuda verdiği karar benzer olaylar da emsal oluşturması bakımından önemli niteliktedir.

“ Türk Hukukunda cinsel tacize ilişkin olarak kişilik değerlerine yapılan hukuka aykırı davranışların yaptırıma bağlandığı genel hükümler Borçlar Kanunu 47 ve 49. maddeleri, Medeni Kanun 24 ve 25. maddeleri, İş hukukunda ise 4857 sayılı kanun 24/II-d maddesi mevcuttur.

İşçinin kişiliğinin korunmasına yönelik bir başka düzenlemede Borçlar Kanunu tasarısı 421.maddesindedir. Madde de "işveren hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek, sağlığını gerektirdiği ölçüde gözetmek ve işyerinde ahlaka uygun bir düzenin gerçekleştirilmesini sağlamakla özellikle kadın ve erkek işçilerin cinsel tacize uğramamaları ve cinsel tacize uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür" düzenlemesine yer verilmiştir.

İşyerinde cinsel taciz derecesine varan davranışlara karşı işçinin korunması işverenin koruma yükümlülüğü içinde önemli bir yer tutar ve işçilere yönelik cinsel taciz işçinin kişilik haklarına karşı yapılmış hukuka aykırı bir davranıştır. Tacizin işyerinde gerçekleşmesi şart olmayıp işyeri dışında veya mesai saatleri dışında da olması mümkündür.

4857 sayılı Iş Kanunu 24/II-d bendine göre; işçinin diğer bir işçi veya üçüncü bir kişi tarafından cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli tedbirlerin alınmaması işçi bakımından haklı fesih nedeni oluşturacaktır.

İşverenin sorumluluğunun tespitinde işveren adına yönetim hakkını kullanan kimselerin yani işveren vekillerinin fail niteliğinde olduğu cinsel taciz vakalarında işverenin sorumluluğu geniş biçimde tesis edilmelidir. Bu anlamda, İş Kanunu 2. maddesinde düzenlenen " işveren vekilinin bu sıfatla işçilere işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur" hükmünün işverenin sorumluluğunun hukuki dayanağını oluşturduğu kabul edilmelidir.

Cinsel tacizin ispatlanması sorunun çözümü noktasında işin en zor yanıdır. Olay çoğu zaman fail ve mağdur arasında yaşanan bir eylem niteliğindedir. Dolayısıyla sadece mağdur tarafından yaşanan bir olayın inandırıcı biçimde ortaya konulması büyük bir güçlük arz etmektedir. Nitekim Dairemizin 19.2.1998 gün 21644-2236 esas ve karar sayılı içtihadında '...sarkıntılık eylemleri çok zaman gizli yapıldığından nitelikleri itibariyle görgü tanıkları ile ispatı mümkün olmayan olaylardır' biçiminde ifade edilmiştir. Fransa'da Toulouse istinaf Mahkemesi de bir kararında ; "....cinsel taciz vakalarında diğer kimselerin olayı görmeleri, görseler dahi tanıklık yapmayı kabul etmeleri istisnaidir" denilmiştir.

Somut olayımızda davacı işyerinde genel müdür asistanı olarak çalışmıştır.

Davacı, amiri tarafından cinsel ilişki teklif edildiğini, kabul edilmeyince performans notunun düşürüldüğünü işyerinde olayın duyulması neticesinde bunalıma girerek çalışamaz hale gelmesi nedeniyle iş akdini sonlandırmak zorunda kaldığını iddia etmiştir.

Cinsel tacizin öncelikle işyeri dışında gerçekleştiğinin ve işveren vekili konumundaki genel müdür tarafından yapıldığının iddia edilmesi karşısında gerçekliğinin ve ispatının güçlüğü ortadadır.

Davacının taciz olayını insan kaynaklarını bildirerek amiri konumundaki genel müdürden şikâyetçi olarak gerekli tedbirlerin alınmasını istemesi, arkadaşlarına olayın ayrıntılarını ve gizli yönlerini anlatması, yaşamış olduğu psikolojik bunalım ve depresyon teşhisi nedeniyle alınan doktor raporları, olayın yaratmış olduğu netice ile performans notunun düşük gösterilmesi davacının iddialarının ciddi ve olayın gerçekliği konusunda kanaat oluşturmaktadır.

Dosya içerisinde mevcut delilerin ve tanık anlatımlarının bütünlük içinde değerlendirilmesi neticesinde; davacının olayları yer ve zaman belirterek ayrıntılı biçimde anlatarak kendi iffetini herhangi bir sebep yokken ortaya koyması yaşamın olağan akışına aykırıdır. Öte yandan özellikle işçinin işyerinde ve işyeri dışında amiri tarafından tacize uğradığını belirtip ihtarname göndererek tüm detayları belirtmesi ve tacizde bulunanın amiri konumunda olan genel müdür olması karşısında taraflar arasındaki iş ilişkisinin varlığı işverenin konumunu daha da ağırlaştırmaktadır. Davacının arkadaşı olan tanıklar davacı gibi işyerinde çalışırken tacize uğrayıp performans notu düşük gösterilen başka bir işçinin ismini de bildirmişlerdir. Taciz olayının etki ve sonuçları temadi etmekte olup davacının olayların vahameti neticesinde psikolojik bunalıma girmesi, daha evvel performansına ilişkin olumsuz bir değerlendirme bulunmamasına rağmen bu olaylardan sonra performans notunun düşürülmesi, 21.7.2006 tarihinde işyerine ihtarname çekerek işverenden amiri hakkında soruşturma başlatılarak gerekli tedbirlerin alınmasını istemesi ve akabinde 1.8.2006 tarihinde de iş akdini bu olaylar nedeniyle feshetmesi nedeniyle temadi eden ve sonuçları itibariyle bir nevi mobbinge dönüşen eylemler karşısında 6 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğinden de bahsedilemez. Akdin davacı kadın işçi tarafından feshi haklı olup kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ve gerekçe ile reddi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alman temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

Yüksek mahkemenin kararından da anlaşılacağı üzere gelişen olaylar karşısında mağdurun çekinmeyerek yaşanılanları açık bir biçimde samimi olarak ifade etmesi mahkemece önemli görülmüştür. Bu arada uğradığı taciz sonucunda depresyona giren mağdurun 24/2. Madde çerçevesinde haklı nedenle ayrılmasında “tacizin etkilerinin devam etmesi nedeniyle” haklı fesihlerdeki 6 iş günlük hak düşürücü sürenin işlemeyeceği yönünde karar kurulmuştur. Bu kararın sonuç yönünden bir diğer önemli yanı da kanaatimizce mağdur konumunda olanların tacizcinin konumuna bakmaksızın haklarını arama konusundaki kararlılıklarının önemidir.

 

 

27 Eylül 2011

Hüseyin İrfan FIRAT

Personel ve İnsan kaynakları Yönetimi Danışmanı

 

26 Eylül 2011 Pazartesi

İhbar süresi içinde rapor alınması

İhbar süresi içinde rapor alınması

4857 sayılı İş Kanunu İhbar sürelerini madde 17 de düzenlemiştir. İlgili maddede:

“Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.

İş sözleşmeleri;

a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,

b) İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,

c) İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,

d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, feshedilmiş sayılır.” denilmektedir.

İhbar öneline ilişkin detaylara "İhbar Tazminatı" adlı makalemizde değinildiğinden bu makalemizde ihbar süresi içinde rapor alan personelin sürece olan etkileri üzerinde durulacaktır.

İhbar süresi içinde rapor alan personelin durumu hakkında İş kanunu tam bir bilgi vermese de konuyla ilgili Yargıtay'ın vermiş olduğu birkaç karar bulunmaktadır. Yargıtay ihbar süresi içinde rapor alan personelin ihbar süresinin, rapor süresi kadar uzatılması gerektiğine karar vermiştir. Ayrıca süre uzaması dolayısıyla, personel yeni haklar elde ediyorsa bunlarında verilmesini hükme bağlamıştır. Örneğin kişinin aldığı rapor dolayısıyla ihbar süresinin uzadığı zaman diliminde toplu iş sözleşmesi gereği işçilere zam yapılsa bu kişinin de haklardan yararlanması gerekmektedir. Kişi tam bir yıllık süreyi doldurmadan ihbar öneli içinde makul süreyi aşmayacak kadar rapor alsa ve rapor süresi kadar ihbar süresi uzatıldıktan sonra 1 yıllık süreyi doldursa kişi kıdem tazminatına hak kazanacaktır.

İhbar süresi içinde yıllık ücretli izin kullanılamayacağı da iş kanununun 59. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda yıllık ücretli izin ya ihbar süresinden önce kullandırılmalı yada parası ödenmelidir.

İhbar süresi içinde rapor alınması halinde ihbar süresinin rapor süresi kadar uzayacağına yönelik Yargıtay kararları aşağıdadır.

1) "...Davalı işçinin 1475 sayılı İş Kanununa göre çalışma süresini dikkate alarak 8 haftalık önel vermek suretiyle hizmet akdini feshedeceğini davacı bankaya bildirmiştir. Ancak önel içinde toplam 35 gün istirahat raporu almıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki rapor hizmet akdinin eki niteliğindeki sağlık yönetmeliğine uygun değildir. Gerçekten yönetmelik hükümlerine göre dışardan alınan hekim raporunun işyeri hekimi tarafından onaylanması gerekmektedir ki, bu işlem yerine getirilmemiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki önel vermek suretiyle fesih bildiriminde taraflardan hangisi bulunursa bulunsun şayet isçi istirahat raporu almış ise raporlu süreyle ihbar öneli iç içe giremez. Bu nedenle rapor süresi kadar ihbar önelinin uzatılmış olduğu kabul edilmelidir."(Yarg. 9. HD, 4.3.1999 E. 1999/2826, K. 1999/4097)

2) "...Davacı, 04.12.1990-17.03.1991 tarihleri arasında raporludur, is akdi 31.12.1990 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmiştir. Fesih tarihinde davacı raporlu olduğundan is akdi askıda olup bu askı süresi içinde 01.01.1991 tarihinde yürürlüğe giren TİS'nin 2. yıl zammından yararlanması gerekir. Buna rağmen mahkemenin aksine düşünce ile davanın reddine karar vermesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir." (Yarg. 9. HD, 27.05.1993 E. 1992/14793, K. 1993/9275)

3) ".....Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı idare davalı işçiye 1475 sayılı iş Kanununun 13. Maddesine uygun biçimde önel vermek suretiyle hizmet sözleşmesini fesh etmiştir. Önel 16.10.1994 – 24.12.1994 tarihleri için geçerlidir. Ancak önelin bitim tarihinden önce 21.12.1994 tarihinde davacı işçi geçirdiği trafik kazası sonucu 12 gün istirahat raporu almıştır. Raporlu süre içinde önel işlemez. Bu bakımdan raporlu sürenin önelin bitim tarihi ilave edilerek önel bitim tarihinin yeniden belirlenmesi iş hukukunun temel ilkelerindendir. Bu olgu dikkate alınarak 01.01.195 tarihinde yürürlüğe giren kıdem tazminatı tavanına göre bir değerlendirme yapılarak fark kıdem tazminatı isteğinin gerçekleşen miktara göre hüküm altına alınması gerekir." (Yarg. 9. HD, 28.04.1997 E. 1997/1439, K. 1997/7666)

23 Eylül 2011 Cuma

İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik



Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından
Resmi Gazete Tarihi: 27.11.2010
Resmi Gazete Sayısı: 27768

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevli iş güvenliği uzmanlarının nitelikleri, eğitimleri ve belgelendirilmeleri, görev, yetki ve sorumluluklarına dair usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında yer alan ve sanayiden sayılan işlerin yapıldığı ve devamlı olarak en az elli işçi çalıştırılan işyerleri ile eğitim kurumlarını kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik;

a) 4857 sayılı İş Kanununun 2 ve 81 inci,

b) 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 ve 12 nci,

maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen:

a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,

b) Eğiticilerin eğitimi belgesi: En az kırkbeş saatlik eğitim sonunda kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler veya 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa göre yetkilendirilen kurumlar tarafından verilen eğiticilerin eğitimi belgesini,

c) Eğitim kurumu: İş güvenliği uzmanlarının eğitimlerini vermek üzere, gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet gösteren şirketlerce kurulan ve işletilen müesseseleri,

ç) Genel Müdürlük: İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünü,

d) İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilmek üzere Bakanlıkça belgelendirilmiş mühendis, mimar veya teknik elemanı,

e) Sorumlu müdür: İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine sahip olan ve tam süreli istihdam edilen, eğitim kurumlarının iş ve işlemlerinden Bakanlığa karşı sorumlu olan kişiyi,

f) Teknik eleman: Teknik öğretmenler ile üniversitelerin fen veya fen-edebiyat fakültelerinin fizik veya kimya bölümleri veya iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarını,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

İş Güvenliği Uzmanlarının Nitelikleri, Görev, Yetki ve Yükümlülükleri ile

Çalışma Usul ve Esasları

İş güvenliği uzmanlarının nitelikleri ve görevlendirilmeleri

MADDE 5 – (1) İşverence iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirilecekler, bu Yönetmeliğe göre geçerli iş güvenliği uzmanı belgesine sahip olmak zorundadır.

(2) İş güvenliği uzmanlarından; (C) sınıfı belgeye sahip olanlar az tehlikeli sınıfta, (B) sınıfı belgeye sahip olanlar az tehlikeli ve tehlikeli sınıflarda, (A) sınıfı belgeye sahip olanlar ise bütün tehlike sınıflarında yer alan işyerlerinde çalışabilirler.

(3) Birden fazla iş güvenliği uzmanının görevlendirilmesinin gerektiği işyerlerinde, en az bir iş güvenliği uzmanının işyerinin tehlike sınıfına uygun belgeye sahip olması yeterlidir.

İş güvenliği uzmanlığı belgesi

MADDE 6 – (1) İş güvenliği uzmanlığı belgesinin sınıfları aşağıda belirtilmiştir:

a) (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi;

1) (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara,

2) İş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıl teftiş yapmış mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri, en az beş yıl uzman olarak çalışmış Bakanlık iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği doktorası yapmış olan mühendis, mimar veya teknik elemanlar ile Genel Müdürlük ve bağlı birimlerinde mühendis, mimar veya teknik eleman olarak en az on yıl görev yapmış olanlardan (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı için yapılacak sınavda başarılı olanlara,

Ek-1’deki örneğine uygun olarak Bakanlıkça verilir.

b) (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi;

1) (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara,

2) İş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği yüksek lisansı yapmış olan mühendis, mimar veya teknik elemanlardan (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara,

Ek-1’deki örneğine uygun olarak Bakanlıkça verilir.

c) (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi; (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara Ek-1’deki örneğine uygun olarak Bakanlıkça verilir.

(2) Yurtdışından alınan iş güvenliği uzmanlığı veya eşdeğer belgeye sahip olan mühendis, mimar veya teknik elemanlardan;

a) Sahip olduğu belge ile en az yedi yıl çalıştığını belgeleyenlerden (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara (A) sınıfı,

b) Sahip olduğu belge ile en az üç yıl çalıştığını belgeleyenlerden (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara (B) sınıfı,

c) Sahip olduğu belge ile müracaat ederek yapılacak (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara (C) sınıfı,

iş güvenliği uzmanlığı belgesi Ek-1’deki örneğine uygun olarak Bakanlıkça verilir.

(3) İkinci fıkranın (c) bendine göre (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi almak isteyenlere sadece bir kez doğrudan sınava girme hakkı tanınır.

İş güvenliği uzmanlarının görevleri

MADDE 7 – (1) İş güvenliği uzmanları, aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür:

a) Rehberlik ve danışmanlık;

1) İşyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak değişikliklerle ilgili olarak tasarım, makine ve diğer teçhizatın durumu, bakımı, seçimi ve kullanılan maddeler de dâhil olmak üzere işin planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu donanımların seçimi, temini, kullanımı, bakımı, muhafazası ve test edilmesi konularının, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene tavsiyelerde bulunmak.

b) Risk değerlendirmesi;

1) Risk değerlendirmesinin yapılmasını sağlamak; gerekli çalışmaları planlayarak alınacak sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda işverene önerilerde bulunmak ve takibini yapmak.

c) Çalışma ortamı gözetimi;

1) Çalışma ortamının gözetimini yapmak, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılması gereken periyodik bakım, kontrol ve ölçümleri planlamak ve uygulanmasını kontrol etmek.

2) İşyerinde kaza, yangın veya patlamaların önlenmesi için mevzuata uygun çalışmalar yapmak ve uygulamaları takip etmek; doğal afet, kaza, yangın veya patlama gibi durumlar için acil durum planlarının hazırlanmasını sağlamak, periyodik olarak eğitimleri ve tatbikatları yaptırmak, acil durum planı doğrultusunda hareket edilmesini sağlamak.

ç) Eğitim, bilgilendirme ve kayıt;

1) İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini ilgili mevzuata uygun olarak planlamak ve uygulamak.

2) Çalışma ortamının gözetimi ile ilgili çalışmaları kaydetmek ve yıllık değerlendirme raporunu işyeri hekimi ile işbirliği yaparak hazırlamak.

d) İlgili birimlerle işbirliği;

1) İşyeri hekimi ile işbirliği yaparak iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili değerlendirme yapmak, tehlikeli olayın tekrarlanmaması için inceleme ve araştırma yaparak gerekli önleyici faaliyet planlarını hazırlamak ve uygulamaların takibini yapmak.

2) İşyeri hekimi ile işbirliği yaparak yıllık çalışma planını hazırlamak.

İş güvenliği uzmanlarının yetkileri

MADDE 8 – (1) İş güvenliği uzmanının yetkileri aşağıda belirtilmiştir:

a) İşyeri bina ve eklentilerinde, çalışma metot ve şekillerinde veya iş ekipmanında çalışanlar açısından yakın ve hayati tehlike oluşturan bir husus tespit ettiğinde işverene bildirmek, gerekli tedbirler işveren tarafından alınmadığı takdirde durumu Bakanlığa rapor etmek.

b) İşyerinde belirlediği yakın ve hayati tehlike oluşturan bir hususun acil müdahale gerektirmesi halinde işveren veya işveren vekilinin onayını almak kaydıyla geçici olarak işi durdurmak.

c) Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda inceleme ve araştırma yapmak, gerekli bilgi ve belgelere ulaşmak ve çalışanlarla görüşmek.

ç) Görevinin gerektirdiği konularda işverenin bilgisi dahilinde ilgili kurum ve kuruluşlarla iletişime geçmek ve işyerinin iç düzenlemelerine uygun olarak işbirliği yapmak.

(2) Tam süreli iş sözleşmesi ile görevlendirilen iş güvenliği uzmanları, çalıştıkları işyeri ile ilgili mesleki gelişmelerini sağlamaya yönelik eğitim, seminer ve panel gibi organizasyonlara katılma hakkına sahiptir. Bu gibi organizasyonlarda geçen sürelerden bir yıl içerisinde toplam beş iş günü kadarı çalışma süresinden sayılır ve bu süreler sebebiyle iş güvenliği uzmanının ücretinden herhangi bir kesinti yapılamaz.

İş güvenliği uzmanlarının yükümlülükleri

MADDE 9 – (1) İş güvenliği uzmanları, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken, işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin ve işyerinin meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları ile ilgili bilgileri gizli tutmakla yükümlüdürler.

(2) İş güvenliği uzmanı, görevlendirildiği işyerinde yapılan çalışmalara ilişkin tespit ve tavsiyelerini onaylı deftere yazmak ve işyeri hekimi ile beraber suretlerini saklamak zorundadır. İşyerinde yapılan denetimlerde, bu zorunluluğu yerine getirmediğinin tespiti halinde; iş güvenliği uzmanı Bakanlıkça yazılı olarak uyarılır. Uyarı gerektiren durumun tekrarı halinde iş güvenliği uzmanlığı belgesinin geçerliliği bir yıl süreyle askıya alınır. Belgesinin geçerliliği askıya alınanlar, Genel Müdürlük internet sayfasında ilan edilir. Bir yıl sonunda iş güvenliği uzmanının tekrar görev alabilmesi için Bakanlığın onayının alınması zorunludur.

(3) İkinci fıkrada belirtilen onaylı defter; iş güvenliği uzmanı ile işveren veya işveren vekilince, gerektiğinde işyeri hekimi ile eş zamanlı olarak imzalanır. Defterin imzalanmaması veya düzenli tutulmamasından işveren veya işveren vekili sorumludur.

İş güvenliği uzmanlarının çalışma süreleri

MADDE 10 – (1) İş güvenliği uzmanları, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yerine getirmek için aşağıda belirtilen sürelerde görev yaparlar:

a) Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; ayda en az 12 saat, buna ilave olarak işçi başına ayda en az 5 dakika.

b) Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; ayda en az 24 saat, buna ilave olarak işçi başına ayda en az 5 dakika.

c) Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; ayda en az 36 saat, buna ilave olarak işçi başına ayda en az 10 dakika.

(2) Az tehlikeli sınıfta yer alan 1000 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 1000 işçi için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. İşçi sayısının 1000 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir.

(3) Tehlikeli sınıfta yer alan 750 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 750 işçi için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. İşçi sayısının 750 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir.

(4) Çok tehlikeli sınıfta yer alan 500 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 500 işçi için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. İşçi sayısının 500 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir.

(5) İş güvenliği uzmanları sözleşmede belirtilen süre kadar işyerinde hizmet sunar. Birden fazla işyeri ile kısmi süreli iş sözleşmesi yapıldığı takdirde bu işyerleri arasında yolda geçen süreler haftalık kanuni çalışma süresinden düşülür.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitim Kurumu

İş güvenliği uzmanlığı eğitim kurumu başvuru işlemleri

MADDE 11 – (1) Eğitim kurumu olarak faaliyet göstermek isteyenler, Bakanlığa dilekçe ve aşağıda belirtilen ekleri ile başvurur:

a) Ticari şirketler için tescil edildiğini gösteren Ticaret Sicil Gazetesi.

b) Eğitim kurumunun sorumlu müdürünün eğitici belgesi ile;

1) Ticari şirketler için tam süreli iş sözleşmesi.

2) Kamu kurum ve kuruluşları ve üniversiteler için tam süreli görevlendirme yazısı.

3) Şirket ortağı olanlar için tam gün görev yapacağına dair taahhütname.

c) Eğiticilerin iş sözleşmeleri ve eğitici belgeleri.

ç) Faaliyet gösterilecek işyerinin yapı kullanma izni belgesi.

d) Faaliyet gösterilecek yere ait kira sözleşmesi veya tapu senedi veya intifa hakkı belgesi.

e) Faaliyet gösterilecek yerin ölçülerinin ve bütün bölümlerinin yer aldığı 1/50 ölçekli plan.

f) Tapu kütüğünde mesken olarak kayıtlı bir ana gayrimenkulün bağımsız bölümlerinde eğitim kurumunun faaliyet gösterebileceğine dair kat malikleri kurulunun oybirliğiyle aldığı karar örneği.

g) İlgili mevzuata göre binada yangına karşı gerekli tedbirlerin alındığına dair yetkili merciler tarafından verilen belge.

(2) Kamu kurum ve kuruluşları için, yalnızca birinci fıkranın (b) bendinin (2) numaralı alt bendiyle (c), (e) ve (g) bentlerinde belirtilen belgeler istenir. Ancak eğitim verilecek mekân kamu kurumuna ait değilse (a) bendi hariç diğer bentlerde belirtilen belgeler istenir.

(3) Üniversitelerin eğitim kurumu olarak yetkilendirilme taleplerinde başvuru rektörlükçe yapılır.

(4) Bu madde uyarınca istenen belgelerin aslı ile birlikte bir örneğinin getirilmesi halinde, Bakanlıkça tasdiki yapılır.

Eğitim kurumu yeri ve yerleşim planında aranacak şartlar

MADDE 12 – (1) Eğitim kurumunun yer alacağı binada; meyhane, kahvehane, kıraathane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerler bulunamaz.

(2) Eğitim kurumlarının bütün birimlerinin;

a) Aynı binanın birbirine bitişik daire veya katlarında veya bitişik binaların birbirine bağlantılı aynı katlarında,

b) Kuruma ait olan bir arsa içinde ve birbirine uzaklığı en fazla 100 metre olan müstakil binalarda,

olması gerekir.

(3) Bakanlıktan izin alınmadan, onaylanmış yerleşim planlarında herhangi bir değişiklik yapılamaz ve yerleşim planında belirtilen bölümler, amaçları dışında kullanılamaz.

İdari bölümlerde aranacak şartlar

MADDE 13 – (1) Eğitim kurumlarında bulunması gereken bölümler aşağıdaki gibidir:

a) Sorumlu müdür odası, en az 10 metrekare.

b) Eğitici odası, en az 25 metrekare.

c) Büro hizmetleri, arşiv ve dosya odası, en az 15 metrekare; ayrı ayrı olmaları hâlinde toplamı en az 20 metrekare.

ç) Her yirmibeş kişi için, erkek ve bayan ayrı olmak üzere en az birer tuvalet ve lavabo.

(2) Dinlenme yeri bina içinde bağımsız bir bölüm hâlinde veya ayrı ayrı bölümlerden meydana gelebilir ve toplamda en az 30 metrekare olmalıdır. Alan hesabında yönetim ve eğitime ayrılan diğer alanlar dikkate alınmaz.

(3) Bölümlerin, alan (metrekare) veya hacim (metreküp) ölçümü sonucu çıkan küsuratlı rakamlar ile kontenjanlar belirlenirken 0,5 ve daha büyük çıkan küsuratlı rakamlar bir üst tam sayıya yükseltilir.

Derslik ve diğer bölümlerde aranacak şartlar

MADDE 14 – (1) Eğitimlerin düzenleneceği derslikler en fazla yirmibeş kişilik olur ve dersliklerde Bakanlıkça belirlenen kontenjandan fazla kursiyer bulunmaz.

(2) Dersliklerde kursiyer başına en az 10 metreküp hava hacmi olması ve derslikler ile diğer bölümlerin tavan yüksekliklerinin 2,40 metreden az, dört metreden fazla olmaması esastır. Dört metre üzerinde olan yükseklikler hacim hesabında dikkate alınmaz.

(3) Derslik ve diğer bölümlerde bulunan pencerelerde; doğal havalandırmaya müsaade edecek şekilde binanın dış cephesinde olması, pencere alanının bulunduğu bölümün taban alanının %10 undan az olmaması ve yerden yüksekliğinin 90 santimetreden fazla olmaması şartları aranır. Binanın dış cephesinin tamamen veya kısmen camla kaplı olması durumunda uygun havalandırma sistemi şartı aranır.

(4) Derslik kapılarının genişliği 80 santimetreden az olamaz ve kapı kasasının içten içe ölçülmesiyle belirlenir. Derslik kapıları dışa doğru açılmalı ancak çift taraflı derslik bulunan koridorlarda karşılıklı açılmamalıdır.

Aydınlatma, gürültü ve termal konfor şartları

MADDE 15 – (1) Eğitim kurumlarının bölümlerinde yeterli aydınlatma ve termal konfor şartları sağlanır, gürültüye karşı gerekli önlemler alınır. Genel Müdürlükçe gerekli görülmesi halinde, durumun tespitine yönelik ölçümlerin yaptırılması istenebilir.

Eğitim kurumlarının yetkilendirilmesi

MADDE 16 – (1) Eğitim kurumları tarafından hazırlanan başvuru dosyası Bakanlıkça incelenir, posta yoluyla yapılan başvurularda eksiklikler yazılı olarak, şahsen yapılan müracaatlarda ise derhal bildirilir. Dosya üzerinde incelemesi tamamlanan başvurular için yerinde inceleme yapılır. İnceleme işlemlerinde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için her defasında otuz günden fazla olmamak üzere en fazla iki defa süre verilir. Belirlenen sürelerde eksiklikler giderilmez ise dosya iade edilir ve bir yıl içinde tekrar başvuru yapılamaz. Dosya üzerinde ve yerinde incelemeleri tamamlanan başvuruların, bu Yönetmelikte belirtilen şartları taşımaları halinde, dosyasında belirtilen adres ve unvana münhasıran, en geç on gün içinde Bakanlıkça Ek-2’deki örneğine uygun eğitim kurumu yetki belgesi düzenlenir. Başka bir adreste şube açılmak istendiği takdirde, aynı usul ve esaslar dâhilinde, bu bölümde belirtilen şartların yerine getirilmesi kaydıyla şube için ayrıca yetki belgesi düzenlenir.

(2) Bu Yönetmelikteki şartları yerine getirmeyen eğitim kurumlarına yetki belgesi düzenlenemez.

(3) Yetki belgelerinin, eğitim kurumu tarafından beş yılda bir vize ettirilmesi zorunludur.

(4) Eğitim kurumları, iş güvenliği uzmanlığı eğitim kurumu yetki belgesini almadıkça eğitim için katılımcı kaydı yapamaz ve eğitime başlayamazlar.

(5) Eğitim kurumları, eğitim hizmetlerinin bir kısmını veya tamamını başka bir kişi veya kuruma devredemezler.

(6) Eğitim kurumları, aşağıda belirtilen hususlara uymak zorundadırlar:

a) İsim ve unvanlar Türkçe olarak tescil ettirilir, tabela ve basılı evraklarında sadece yetki belgesinde belirtilen isim ve unvanlar yazılır.

b) Özel kuruluşlar tarafından, kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan isimler ticari isim olarak kullanılamaz.

(7) Eğitim kurumlarında, sadece işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine sahip olanlar eğitici olarak görev alabilirler.

(8) Yetki alan eğitim kurumları, yetki aldıkları yerde Bakanlıkça yetkilendirilmedikleri konularda hizmet veremez ve faaliyette bulunamazlar.

(9) Bakanlık, hizmetin etkin ve verimli bir şekilde verilip verilmediğinin izlenmesi amacıyla kendi görev ve yetki alanına giren konularda eğitim kurumlarını denetler.

İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğiticileri

MADDE 17 – (1) İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesi;

a) Pedagojik formasyona veya eğiticilerin eğitimi belgesine ve iş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıllık mesleki tecrübeye sahip; (A) sınıfı iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği, iş sağlığı veya iş güvenliği lisansüstü eğitimine sahip mühendis, mimar veya teknik elemanlar ile Bakanlıkta görevli iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına,

b) Pedagojik formasyona veya eğiticilerin eğitimi belgesine sahip ve en az beş yıl teftiş yapmış iş müfettişlerine,

c) Pedagojik formasyona veya eğiticilerin eğitimi belgesine ve en az on yıllık uzmanlık tecrübesine sahip, mühendis, mimar veya teknik eleman niteliğini haiz Bakanlıkta görevli çalışma ve sosyal güvenlik eğitim uzmanlarına,

ç) Mühendis, mimar, fizikçi, kimyager ve teknik öğretmenler ile hukuk fakültelerinden mezun olanlardan üniversitelerde Bakanlıkça ilan edilen eğitim programlarına uygun en az dört yarıyıl ders verenlere,

başvurmaları halinde, Ek-3 teki örneğine uygun olarak düzenlenir.

Eğitim kurumlarının eğitici kadrosu

MADDE 18 – (1) Eğitim kurumları, iş güvenliği uzmanlığı eğitim programı için işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine sahip; makine, inşaat, fizik, kimya veya maden mühendisleri ile bu branşlarda eğitim görmüş teknik öğretmenler, fizikçi ve kimyagerlerden en az ikisiyle tam süreli, müfredatta belirtilen konulara uygun işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine sahip diğer eğiticiler ile kısmi süreli iş sözleşmesi yapar.

(2) Bir eğitim kurumunda tam süreli iş sözleşmesiyle görev yapan eğitici başka bir eğitim kurumunda herhangi bir görev alamaz.

(3) Tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan eğiticilerden biri, aynı zamanda sorumlu müdürlük görevini de yürütebilir.

(4) Eğitim kurumlarında görevlendirme zorunluluğu bulunan personelin işten ayrılması durumunda üç işgünü içinde durum Genel Müdürlüğe yazı ile bildirilir. Otuz gün içerisinde bu kişilerin yerine aranan niteliklere sahip personel görevlendirilmesi ve Genel Müdürlüğe bildirilmesi zorunludur.

Eğitim programlarına başvuru

MADDE 19 – (1) İş güvenliği uzmanlığı eğitim programlarına katılmak isteyen adaylar eğitim kurumlarına aşağıdaki belgeler ile başvururlar:

a) Başvuru yapılan eğitim kurumuna hitaben yazılan ve adayın hangi iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacağını belirten ve T.C. kimlik numarası ile iletişim bilgilerini içeren başvuru yazısı.

b) Adayın mühendis, mimar veya teknik eleman olduğunu gösteren diploma veya mezuniyet belgesi.

c) (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacaklar için (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ve bu belgeyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını gösteren belge.

ç) (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacaklar için (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ve bu belgeyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını gösteren belge.

d) İş güvenliği uzmanlığı yenileme eğitimine katılacaklar için geçerli mevcut belge.

(2) Yukarıda belirtilen belgelerin aslı ile birlikte örneğinin getirilmesi halinde eğitim kurumları tarafından tasdiki yapılır. Başvuru sırasında gerçeğe aykırı belge ve beyanda bulunduğu tespit edilenlerin başvuruları reddedilir. Bu durumun sonradan tespiti halinde eğitim, sınav ve belgeleri geçersiz sayılır.

(3) Eğitim kurumları, başvuru esnasında adaylardan katılacakları programın gerektirdiği şartları karşıladığını gösteren belgeleri istemek ve bu belgeleri beş yıl süreyle her bir aday için açılan dosyada saklamak zorundadır. Bu konuda, Yönetmeliğin ilgili maddelerinde belirtilen hükümlere aykırı işlemlerden doğacak sorumluluk eğitim kurumuna aittir.

(4) Yurtdışından alınan iş güvenliği uzmanlığı veya eşdeğer belge sahipleri, bu belgelerinin yeterliliklerini Bakanlığa onaylatmak kaydıyla eğitim kurumlarına başvuru yapabilirler.

(5) Bu Yönetmelikte belirtilen çalışma sürelerinin tespitinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, diploma veya mezuniyet belgelerinin doğruluğunun tespitinde Yükseköğretim Kurulu kayıtları esas alınır.

Eğitim programları

MADDE 20 – (1) Eğitim kurumları eğitime başlayabilmek için; Bakanlıkça belirlenen müfredat esas alınarak hazırlanan ve eğitim verilecek konulara uygun eğiticilerin ve ikiden fazla olmamak üzere eğiticilerin yedeklerinin de yer aldığı teorik eğitim programını ve eğitime katılacakların listesini ilgili eğitimin başlangıç tarihinden en az on iş günü önce Bakanlığa yazılı ve elektronik ortamda bildirirler.

(2) Eğitim kurumları, pratik eğitimin yapılacağı işyerlerinin listesi ve eğitim tarihlerini Bakanlığa yazılı ve elektronik ortamda bildirirler.

(3) Eğitim kurumları, mücbir nedenlerle eğiticilerde değişiklik olması halinde eğitimin başlamasından önce Genel Müdürlüğe yazı, faks veya e-posta yoluyla bilgi verirler.

(4) Bakanlıkça onaylanmamış programlarla eğitime başlanamaz.

(5) Teorik ve uygulamalı dersler haftanın günlerine dengeli olarak dağıtılır. Adayların, teorik eğitimin %90’ına ve uygulamalı eğitimin tamamına katılımı zorunludur. Eğitim kurumlarınca, eğitimin sonunda adayların derslere devam durumunu gösteren çizelge düzenlenir.

(6) Eğitimlerde kullanılacak araç ve gereçler günün teknolojisine uygun olacaktır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Eğitim ve Sınavlar

İş güvenliği uzmanlarının eğitimleri

MADDE 21 – (1) Bakanlıkça belirlenecek eğitim programları teorik ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden oluşur. Eğitim süreleri, teorik kısmı 180 saatten, uygulama kısmı 40 saatten ve toplamda 220 saatten az olamaz. Teorik eğitimin en fazla yarısı uzaktan eğitim ile verilebilir. Uygulamalı eğitimler, iş güvenliği uzmanı bulunan bir işyerinde yapılır.

(2) İş güvenliği uzmanları, belgelerini aldıkları tarihten itibaren beş yıllık aralıklarla eğitim kurumları tarafından düzenlenecek yenileme eğitimine katılmak zorundadırlar. Bu eğitimin süresi otuz saatten az olamaz.

Eğitim katılım belgesi

MADDE 22 – (1) Eğitimi tamamlayan adaylara eğitim kurumları tarafından, Ek-4’teki örneğine uygun eğitim katılım belgesi düzenlenir. Bu belgeler, eğitimin tamamlanmasından itibaren en geç on gün içerisinde Bakanlığa gönderilir.

(2) Eğitim katılım belgesi Bakanlığa gönderilmeyen adaylar sınava katılamaz, yenileme eğitimine katılma zorunluluğu bulunanların ise vize işlemleri yapılmaz.

Sınavlar

MADDE 23 – (1) Eğitim programlarını tamamlayan adayların sınavları Bakanlıkça yapılır veya yaptırılır.

(2) Girdiği ilk sınavda başarılı olamayan aday takip eden sınavlardan birine daha katılabilir. Ancak iki sınavda da başarılı olamayanlar yeniden eğitim programına katılmak zorundadırlar.

(3) Sınavlarda 100 puan üzerinden en az 70 puan alan adaylar başarılı sayılır, itirazlar sınavı düzenleyen kurum tarafından sonuçlandırılır.

Belgelendirme

MADDE 24 – (1) İş güvenliği uzmanlığı belgesi almak isteyen ve sınavda başarılı olan adayların belgelendirme başvurularının değerlendirilmesi amacıyla, her aday için açılacak dosyanın elektronik ortamda veya yazılı olarak eğitim kurumları tarafından, eğitim programlarına katılmadan doğrudan sınava girecek olan adayların ise Yönetmeliğin ilgili maddelerinde belirtilen nitelikleri haiz olduklarını gösteren belgelerin şahsen veya posta yoluyla Genel Müdürlüğe ibraz edilmesi gerekmektedir.

(2) İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesi almak isteyenlerin belgelendirme başvurularının değerlendirilmesi amacıyla; aşağıda belirtilen belgelerin şahsen veya posta yoluyla Genel Müdürlüğe ibraz edilmesi gerekmektedir:

a) Geçerli (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olanlar için; pedagojik formasyon veya eğiticilerin eğitimi belgesi ile iş sağlığı ve güvenliği alanında mesleki tecrübeye sahip olduklarını gösteren belge.

b) Bakanlıkça ilan edilen eğitim programlarına uygun alanlarda üniversitelerde ders vermiş olanlar için; mühendis, mimar, fizikçi, kimyager, teknik öğretmen veya hukuk fakültesi mezunu olduklarını gösteren lisans diplomaları ve Bakanlıkça ilan edilen eğitim programlarına uygun alanlarda en az dört yarıyıl ders verdiklerini gösteren rektörlük onayını içeren resmi yazıların asılları.

c) Yukarıdaki bentlerde belirtilenler dışında kalanlar için ise 17 nci maddede belirtilen nitelikleri haiz olduklarını gösteren belgeler.

(3) Bu madde uyarınca ibraz edilmesi gereken belgelerin aslı ile birlikte bir örneğinin getirilmesi halinde Bakanlıkça tasdiki yapılır ve eğitim kurumlarınca ibraz edilen belgelerin doğruluğundan eğitim kurumları, şahsen ibraz edilmesi gereken belgelerin doğruluğundan ise şahıslar sorumludur.

Belge alma ve vize işlemleri

MADDE 25 – (1) Belge almak veya vize işlemlerini yaptırmak isteyen kişi ve kuruluşların;

a) Bu Yönetmeliğin ilgili hükümlerine uygunluk sağlamaları,

b) Bakanlıkça belirlenen belge veya vize ücretini ödemeleri,

gereklidir.

(2) Yetkilendirilen kurumlar beş yılın tamamlanmasına en fazla atmış, en az kırkbeş gün kala vize işlemleri için Genel Müdürlüğe müracaat eder. Eksikliği bulunmayan kurumların vize işlemleri vize süresinin bitiminden önce Genel Müdürlükçe sonuçlandırılır. Yukarıda belirtilen süreler içinde müracaat etmeyen ve vize süresi sona erdikten sonra vize işlemlerini tamamlamamış olanların yetki belgeleri iptal edilerek durum on gün içinde yazı ile bildirilir.

(3) Yetki belgesi sahipleri, herhangi bir sebeple faaliyetlerini bırakmaları halinde otuz gün içinde yetki belgelerinin asıllarını Genel Müdürlüğe iade ederler.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Mesleki Bağımsızlık, İhtar ve İptal

Mesleki bağımsızlık ve etik ilkeler

MADDE 26 – (1) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilenler;

a) Uzmanlık bilgilerini uygularken işveren ve işçilerden mesleki anlamda bağımsız olarak çalışır ve işverenden talimat alamazlar.

b) Özellikle sağlık ve güvenlik riskleri konusunda, işveren ve işçilere önerilerde bulunurken hiçbir etki altında kalmazlar.

c) Hizmet sundukları kişilerle güven, gizlilik ve eşitliğe dayanan bir ilişki kurar ve ayrım gözetmeksizin tüm işçileri eşit olarak değerlendirirler.

ç) Çalışma ortamı ve koşullarının düzenlenmesinde, kendi aralarında, yönetici ve işçilerle iletişime açık ve işbirliği içerisinde hareket ederler.

(2) Mesleki bağımsızlığın sonuçları hiçbir şekilde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilenlerin aleyhine kullanılamaz ve yapılan sözleşmelere mesleki anlamda bağımsız çalışmayı kısıtlayabilecek şartlar konulamaz.

İhtarlar

MADDE 27 – (1) 28 inci maddede yer alan yetki belgesinin doğrudan iptalini gerektiren durumların dışındaki ihlallerde, Ek-5 ve Ek-6’da belirtilen şekilde ihtar puanları uygulanır.

(2) Bir takvim yılı içinde hafif ihlallerin ihtar puanlarının toplamının 30’a, orta ihlallerin ihtar puanlarının toplamının 60’a ulaşması durumunda kişi ve kurumların o yıl içinde işleyecekleri diğer hafif ve orta ihlaller bir üst derecenin tavan puanı esas alınarak uygulanır.

(3) İhtar gerektiren bir ihlali yalnızca bir kez işlemiş olan kişi ve kurumların, o ihlale ilişkin ihtar puanları üç yıl sonunda, beş yıllık sürenin sonunda vize işlemini tamamlayan kişi ve kurumların ise ihtar puanının verilmesinin üzerinden en az bir yıl geçmiş olan tüm ihtar puanları silinir.

Yetkilerin askıya alınması ve iptali

MADDE 28 – (1) Bu Yönetmelik uyarınca yetkilendirilen kişi ve kurumların yetki belgelerinin geçerliliği;

a) İhtar puanları toplamının, kişiler için 100, kurumlar için 200 puana ulaşması,

b) Denetim veya kontrollerde tespit edilen noksanlıkların giderilmesi için verilen en fazla otuz günlük süre sonunda noksanlıkların devam etmesi

hallerinden birinin gerçekleşmesi durumunda altı ay süreyle askıya alınır.

(2) Yetki belgelerinin geçerliliğinin altı ay süreyle askıya alınması işlemini gerektiren durumların tekrarı halinde bir yıl süreyle askıya alma yaptırımı uygulanır.

(3) İş güvenliği uzmanları için yenileme eğitimine katılmamaları ve bu eğitimi tamamlamamaları halinde bu eğitimi tamamlamalarına kadar yetki belgelerinin geçerliliği askıya alınır.

(4) Yetki belgelerinin geçerliliği askıya alınan kişi ve kurumlar askıya alınma süresince bu Yönetmelik kapsamındaki yetkilerini kullanamazlar. Yetki belgesi askıya alınan kurumlar taahhüt ettikleri hizmetleri herhangi bir ek ücret talep etmeden bir başka eğitim kurumundan temin etmek zorundadırlar.

(5) Bu Yönetmelik uyarınca yetkilendirilen kişi ve kurumların yetki belgelerinin geçerliliği;

a) Bakanlıkça belirlenen esaslara aykırı şekilde şube açmaları, yetki aldığı adres veya il sınırları dışında hizmet vermeleri,

b) Sunmakla yükümlü oldukları hizmetlerin tamamını veya bir kısmını devretmeleri,

c) Üçüncü defa yetki belgelerinin geçerliliğinin askıya alınmasını gerektiren şartların oluşması,

ç) Yetki belgesinin amacı dışında kullanıldığının tespiti,

d) Belgesi askıda olan kişi ve kurumların bu süre içinde faaliyetleri ile ilgili sözleşme yaptıklarının veya hizmet vermelerinin tespiti,

hallerinden birinin varlığı halinde doğrudan iptal edilir.

(6) Yetki belgesi iptal edilen kurumlar ve bu kurumlarda kurucu veya ortak olanlar ile eğitici belgesi sahipleri ve iş güvenliği uzmanları beş yıl içinde tekrar yetki belgesi başvurusunda bulunamaz ve iş güvenliği uzmanları beş yıllık sürenin sonunda bir alt sınıfta yer alan belge sınıfı için yapılacak sınava başvuruda bulunabilirler.

(7) Belgesinin geçerliliği askıya alınanlar ve iptal edilenlere Genel Müdürlükçe yazılı bildirim yapılır ve internet sayfasında ilan edilir. Belgesinin geçerliliği askıya alınan kişi ve kurumların belgelerini tekrar kullanabilmeleri için Bakanlık onayının alınması zorunludur.

(8) Yetki belgesinin iptali veya geçerliliğinin askıya alınması durumunda önceden yapılan hizmet ve iş sözleşmeleri ile aday kayıt işlemlerinden doğan hukuki sonuçlardan iptal edilen yetki belgesi sahipleri sorumludur.

ALTINCI BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Bir üst sınıfta çalışma

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yayımından itibaren, (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olanlar üç yıl süreyle tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde, (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olanlar dört yıl süreyle çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirilebilirler.

Mevcut eğitim kurumlarının durumları

GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Yönetmeliğin yayımından önce işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitim kurumu yetki belgesi almış olan kurumlar, bu Yönetmelikte belirlenen yer ve donanımla ilgili şartları bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay, diğer şartları ise otuz gün içinde yerine getirir. Belirlenen süreler içinde şartları yerine getirmeyen eğitim kurumlarının yetki belgeleri iptal edilir.

Vizesi dolmuş iş güvenliği uzmanlığı belgeleri

GEÇİCİ MADDE 3 – (1) Belge alma tarihine göre vize süresi dolmuş olan iş güvenliği uzmanlarının belgeleri bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren altı ay süreyle geçerlidir. Bu sürenin sonunda yenileme eğitimini tamamlamayanların yetki belgelerinin geçerliliği söz konusu eğitimi alana kadar askıya alınır.

Eğitimi tamamlayanlar

GEÇİCİ MADDE 4 – (1) 15/8/2009 tarihli ve 27320 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik kapsamında yetkilendirilmiş eğitim kurumlarınca düzenlenen iş güvenliği uzmanlığı eğitim programlarını tamamlayanlar bu Yönetmelik kapsamında yer alan iş güvenliği uzmanlığı eğitimlerini tamamlamış sayılırlar ve düzenlenecek sınavlara katılmaya hak kazanırlar.

Yürürlük

MADDE 29 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme