Sayfalar

24 Haziran 2013 Pazartesi

Fazla mesai ücreti aylık ücret içinde ödenebilir mi

Fazla mesai ücreti aylık ücret içinde ödenebilir mi?

1-GİRİŞ

Fazla Mesai çalışma hayatımızdaki en önemli konularından biri olup4857 Sayılı İş Yasası’nın 41’inci maddesinde tanımlanmıştır.Makalemizde,İş Kanunu’nda yer almayan fakat çalışanların iş sözleşmelerinde yasal sınırlar içinde yapılacak olan fazla mesai ücretlerinin sözleşmede belirlenen ücrete dahiledilip edilemeyeceği hususunu değerlendireceğiz.

2- FAZLA MESAİ ÜCRETİ VE GECE ÇALIŞMASI ÜCRETİ

Fazla Çalışmanın tanımı 4857 sayılı iş Kanunu’nun 41.maddesi Hükümlerince belirlenmiş olup bu hükümlere göre çalışma süresini belirleyen İş Kanunu’nun 63.maddesinde haftada en çok kırkbeş saati aşan, her bir saat çalışma karşılığı için işçiye yüzde 50 zamlı ücret veya 1,5 saat serbest zaman kullandırılmaktadır. Bununla birlikte 4857 sayılı iş Kanunu’nun 41.maddesinde”Fazla Çalışma süresi bir yılda toplam 270 saatten fazla olamaz “ denilmektedir.

4857 sayılı iş Kanunu’nun 69.maddesinde çalışma hayatında gece çalışması ve Gece süresi "gece" en geç saat 20.00'de başlayarak en erken saat 06.00'ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemdiye belirlenmiş olup kanun hükümlere göre “İşçilerin gece çalışma süresini yedi buçuk saati geçemez”diye ifade edilmiştir. İş Kanunu uyarınca gece çalışmalarında fazla çalışma yapılması mümkün değildir hükmü bulunmaktadır.Bukanun hükmüne aykırı şekilde işçisini çalıştırmak için işveren tarafından çıkarılacak işyeri kuralı, işyeri yönetmeliği geçersiz olacaktır. Yargıtay gece çalışmalarında 7,5 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak değerlendirilmesi ve haftalık 45 saati geçip geçmediğine bakılmaksızın yüzde 50 zamlı olarak fazla çalışma ücreti ödenmesi yönünde karar vermiştir.

3-FAZLA MESAİ ÜCRETİN AYLIK ÜCRETE DAHİL OLMASI

Çalışma hayatında çoğu zaman fazla mesai konusu işveren ile işçi arasında tartışması söz konusu olurken”İş sözleşmelerinde 270 saate kadar fazla mesai ücretinin iş sözleşmesinde belirlenen ücrete dâhildir “ hükmü bulunması konu ile ilgili bir tartışmayı da getirmiştir. Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin İş sözleşmelerinde 270 saate kadar fazla mesai ücretinin iş sözleşmelerinde hüküm bulunması halinde aylık ücrete dahil olunacağı kararları bulunmaktadır. Yargıtay kararlarından anlaşıldığı üzere,iş sözleşmelerinde bu konuya ilişkin madde bulunması koşulu ile işverene çalışanına 270 saate kadar fazla çalışma yaptırma olanağı sunmaktadır.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi iş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde hükümlerini değerlendirirken fazla mesai saatinin 270 saate sınırlı olarak hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Bu nedenle çalışanın 270 saatten fazla çalışmayı kanıtlaması durumunda 270 saatten fazla çalışma ücretinin ödenmesi gerektiğini belirtmiştir.

4-SONUÇ

Konumuza başlık oluşturan fazla mesai ücretinin sözleşmede belirlenen esas ücrete dahil edilip, edilmeyeceği konusunda Yargıtay yukarda belirttiğimiz gibi iş sözleşmelerinde bu konuya ilişkin madde bulunması koşulu ile işçinin bordroda ihtirazı bir kayıt bulunmaksızın imzasının olması koşulu ile yıllık 270 saate kadar olan fazla mesai ücretinin iş sözleşmesinde belirlenen ücrete dâhil olduğunu kabul etmekle birlikte bu durum“sınırlı olarak değer” verme olarak değerlendirmektedir.İstihdamın sorun olduğu ülkemizde işçilerin işe girdiklerinde işveren, işçi işe alım işlemlerinde bir takım belgeler imzalatırken bu belgelerin içinde iş sözleşmesi de yer almaktadır. İşçi ise iş bulmanın mutluluğu ile gözü kapalı şekilde işverenin vermiş olduğu tüm belge ve sözleşmeleri imzalamaktadır.Sözleşmeyi okusa dahi böyle bir maddeyi gördüğünde itirazın işe alınmama sebebi olabileceği kaygısı ile kendisine sunulan sözleşmeleri yine de imzalamaktadırlar. İleride İşçi ile İşveren arasında çıkacak ihtilaflarda (uyuşmazlıklarda) yargı yoluna başvurulduğu takdirde öncelikle işçi ile işveren arasında iş sözleşmesi var olup olmadığına bakılır,düzenlenen veya düzenlenmeyen İş sözleşmesinin önemi İşçi ve İşveren için yargı sürecinde önemli bir durum arz etmektedir.

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

Tarih: 28.02.2013

 

 

Yeterlilik Belgesi Hem Çalışanı Hem De Patronu Sevindirecek

Yeterlilik belgesi hem çalışanı hem de patronu sevindirecek

Türkiye'de çok bilinmese de mesleki yeterlilik iş hayatında çok önemli bir konu. Türkiye'de 391 meslek için bir mesleki yeterlilik standardı belirlenmiş ama bunu uygulayan şirket sayısı çok az ayrıca sistem yanlış istihdamı da bitirecek...

Mesleki Yeterlilik Sistemi günümüz Türkiye'sinde oldukça önemli bir konu. Ne var ki, ne işverenlerimiz ne de çalışanlarımız konu hakkında yeterli bir bilgiye sahip değil. Mesleki yeterlilik konusunda bilgisi olanlar bile işe yaradığını tam olarak bilmiyor. Tüm Türkiye'deki işyerleri içerisinde mesleki yeterlilik sistemini uygulayanların sayısı ise çok çok az.

Yeterlilik nedir?
Mesleki Yeterlilik; ulusal meslek standartlarının oluşturulduğu, mesleki ve teknik eğitim/öğretim programlarının bu standartlara göre hazırlandığı ve işgücünün eğitim sonrasında belgelendirildiği bir sistem.
Mesleki yeterlik sisteminin temelinde, mesleklerin tanımlanması ve standartların oluşturulması yer alıyor. Bir mesleğin en iyi şekilde yapılabilmesi için gerekli bilgi, beceri, tavır ve tutumların neler olduğunu tanımladığımızda 'meslek standardını' da ortaya çıkarmış oluyoruz. Yani bir anlamda kişinin yürütmesi gereken başlıca görevleri ve mesleki açıdan sahip olması gereken özellikler onun meslek standardını oluşturuyor.
Mesleki yeterlilik sürecini Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) yürütüyor.Türkiye'de meslek standartlarını Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) hazırlıyor. 2012 yılında Çalışma Bakanı Faruk Çelik, 249 meslek için bir standart hazırlandığını söylemişti. 2013 Nisan ayı itibariyle hazırlanan meslek standardı sayısı ise 391. Son bir yılda yaklaşık 150 meslek için standart hazırlanmış durumda.
Genel olarak tüm meslekler için standartlar hazırlanacak. Ancak,  tabiplik, diş hekimliği, hemşirelik, ebelik, eczacılık, veterinerlik, mühendislik ve mimarlık meslekleri kapsam dışında. Bunların dışındaki bütün meslekler için belge olacak.
YETERLİLİK belgesi, mesleklerde, yetkilendirilmiş eğitim kurumlarının yaptığı sınavları geçerek başarılı olanlara verilen ve MYK tarafından onaylanan belge olarak tanımlanabilir.

Belge ne işe yarıyor?
Aslında mesleki yeterlilik belgesi alan işçi de, bu işçiyi çalıştıran işveren de önemli avantajlara sahip. İşveren açısından akla gelen ilk fayda, yanlış kişiye istihdam olasılığının kalkması ve işverenin mali kaybının önüne geçilmesi. Çalışana da, hangi konularda yeterli-yetersiz olduğu konusunda yol göstermesi.
Ancak bu mesleki yeterlilik belgesi asıl olarak işverenin sosyal sigorta ödemelerini azaltacak. Yeterlilik belgesi olan çalışanın sigorta primi işveren payı İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanıyor. Belge sahipleri prim teşvikiyle işverenine önemli maliyet avantajı yaratıyor...

Belgesi olan işsizlere iş
MESLEKİ yeterlilik belgesine sahip bir kişiyi işe alan işverenin prim işveren payı 48 ay boyunca devlet tarafından karşılanıyor. Çalışırken bu belgeyi alanların sigorta primlerini de 12 ay süreyle devlet ödüyor. Belge sahipleri için yapılacak en önemli hamle şu olmalı: Sektör temsilcileri, Mesleki Yeterlilik Kurumu ile temasa geçip, kendi faaliyet alanları için meslek standartları hazırlamalılar. Hazırlanan bu standartlara uygun belge almış işsizleri istihdam etmeliler.

Tehlikeli iş eğitimi yoksa çalışamaz
ÖZELLİKLE inşaat sektöründe, mesleki yeterlilik belgesi alanların sayısının hızla artması güzel bir örnek. Diğer yandan, 2009 yılının başından bu yana, ağır ve tehlikeli işlerde, mesleki yeterlilik belgesi olmayanların çalışması yasak. Değişen teknolojik koşullar nedeniyle mesleğinde yeterli olmayanların, gerekli eğitimi almayanların iş bulma şansı giderek zorlaşacak. Bu nedenle, mesleki yeterlilik sisteminin tüm sektörlerde uygulanması, çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitime yönlendirilmesi kaçınılmaz. Burada işin kaybedeni olmayacak. Hem işveren maliyetlerini azaltacak hem de çalışan kazandığı bilgi ve becerilerle daha kolay iş bulma şansını yakalayacak.

Kaynak: Akşam Gazetesi - Cem Kılıç - 18.04.2013

23 Haziran 2013 Pazar

İş güvenliği yasasında neler ertelenecek?

Bir yıla yakın bir süredir iş sağlığı ve güvenliğini tartışıyoruz. Kanun çıktı ama henüz yönetmeliklerin tamamı yayınlanmadı ve uygulamalarda belirsizlikler var.

Tüm bu süreçler devam ederken TBMM'ne Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi verildi. Teklifin 42. Maddesinde İş sağlığı ve güvenliği kanunun yürürlüğünün ertelenmesi yönünde bir madde yer alıyor. Buna göre 50'den az alışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri içn yayımı tarihinden itibaren 4 yıl, 50'den az çalışanı olan ve tehlikeli yada çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 2 yıl ve 50'den çok çalışanı olan işyerleri için de 6 aylık bir erteleme getiriliyor.

Elbette bu kadar çok iş kazasının olduğu bir ülkede yasa çıkartıp daha sonra ertelenmesini doğru bulmuyoruz. Burada önemli olan uygulanabilir yasalar çıkarmak ve karşılaşılan sorunları çözmektir. Yasaları ertelemek doğru değildir, uygulamada sorun çıkartan maddeleri düzenlemek gereklidir. Bu köşede onlarca yazı yazdık, uygulamada karşılaşılan sorunları ve bunların çözüm yollarını gösterdik.

İş güvenliği yasasının ertelenmesi yüz binlerce iş güvenliği uzmanının işsiz kalması demektir. Yasa uygulanmazsa, uzman çalışmazsa ne sorunlar çözülebilir, ne de C sınıfı uzmanlar deneyim kazanabilir. Umarız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız sayın Faruk Çelik, ertelemenin çözüm olmadığını, çözümün daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere uygulamada karşılaşılan sorunların farklı bir bakış açısıyla ele alınıp beklentilerin karşılanmasıyla giderilmesi olduğunu dikkate alır.

İş sağlığı ve güvenliği yasası AKPARTİ iktidarı döneminde çıkartılan en önemli düzenlemelerden birisi olup, bundan geri adım atmak yerine, sorunları çözmemiz gerekmektedir. Örneğin yasada tüm işyerlerinde hemşire zorunluluğu, işyeri hekimi zorunluluğu ve İSG uzmanı zorunluluğu var. Kanımca 150-200 kişiden az işçi çalıştıran işyerlerinde işyeri hemşiresine gerek yok. Hamamda hemşire çalıştırılmasının kime ne yararı olacak? Yükümlülük belli hacimdeki ve çok tehlikeli işyerlerini kapsamalı. Küçük işyerleri işyeri hekimi ve işyeri hemşiresi çalıştırma zorunluluğu dışına çıkartılmalıdır. Hele hele 10 kişiden az işçi çalıştıran az tehlikeli işyerleri için iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve işyeri hemşiresi çalıştırılması zorunluluğu tamamen kaldırılmalıdır. Ancak risklerin tespiti ve giderilmesi için işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından risk değerlendirme si yapılmalı ve gerekli önlemlerin alınması sağlanmalıdır.

Üstelik kamuoyunda sanki tüm yasa ertelenmiş gibi haberler yer alıyor. Aslında bu doğru değil. İş sağlığı ve güvenliği kanunu ile işverenlere bazı yükümlülükler getirilen hekim ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu gibi istihdam yükümlülükleri ertelenecek.

1,5 milyona yakın işyerinin hekim ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma şartı 2014 ve 2016 yıllarına kalacak.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile diğer mevzuat çerçevesinde işverenlere getirilen;

- Risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmak,

- Acil durum planı yapmak,

- Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmesi,

- Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışanlara mesleki eğitim verilmesi,

- İlk Yardım Eğitimleri ve Sertifikaları

- Yangın Eğitimleri ve Sertifikaları,

- 50 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurulması,

- Çalışan temsilcisi atanması/seçilmesi,

-İş güvenliği malzemelerinin temini ve kullandırılması,

- Onaylı defter tutmak,

- Kazan, Basınçlı Kaplar, Elektrikli Aletler, Jeneratör kontrol ve belgelendirmeleri yapılması,

- Ortam Ölçümlerinin yaptırılması

gibi yükümlülükler devam ediyor. Dediğimiz gibi sadece istihdam yükümlülüğü erteleniyor ama bence bunun yerine sorunlu maddelerin ayıklanması ve düzeltilmesi daha doğru olur.

 

Dr. Resul KURT

info@resulkurt.com

 

18 Haziran 2013 Salı

İŞYERLERİNDE ACİL DURUMLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

18 Haziran 2013  SALI

Resmî Gazete

Sayı : 28681

YÖNETMELİK

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

İŞYERLERİNDE ACİL DURUMLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1  (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerlerinde acil durum planlarının hazırlanmasıönleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda yapılması gereken çalışmalar ile bu durumların güvenli olarak yönetilmesi ve  bu konularda görevlendirilecek çalışanların belirlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2  (1) Bu Yönetmelik, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında yer alan işyerlerini kapsar.

Dayanak

MADDE 3  (1) Bu Yönetmelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 11 inci, 12 nci ve 30 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4  (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Acil durum: İşyerinin tamamında veya bir kısmında meydana gelebilecek yangın, patlama, tehlikeli kimyasal maddelerden kaynaklanan yayılım, doğal afet gibi acil müdahale, mücadele, ilkyardım veya tahliye gerektiren olayları,

b) Acil durum planıİşyerlerinde meydana gelebilecek acil durumlarda yapılacak iş ve işlemler dahil bilgilerin ve uygulamaya yönelik eylemlerin yer aldığı planı,

c) Güvenli yer: Acil durumların olumsuz sonuçlarından çalışanların etkilenmeyeceği mesafede veya korunakta belirlenmiş yeri,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

İşveren ve ÇalışanlarınYükümlülüğü

İşverenin yükümlülükleri

MADDE 5  (1) İşverenin acil durumlara ilişkin yükümlülükleri aşağıda belirtilmiştir:

a) Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek veçalışan ile çalışma çevresini etkileyecek acil durumları önceden değerlendirerek muhtemel acil durumları belirler.

b) Acil durumların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır.

c) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar.

ç) Acil durum planlarını hazırlar ve tatbikatların yapılmasını sağlar.

d) Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda çalışanı görevlendirir ve her zaman hazır bulunmalarını sağlar.

e) Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar.

f) Acil durumlarda enerji kaynaklarının ve tehlike yaratabilecek sistemlerin olumsuz durumlar yaratmayacak ve koruyucu sistemleri etkilemeyecek şekilde devre dışı bırakılması ile ilgili gerekli düzenlemeleri yapar.

g) Varsa alt işveren ve geçici iş ilişkisi kurulan işverenin çalışanları ile müşteri ve ziyaretçi gibi işyerinde bulunan diğer kişileri acil durumlar konusunda bilgilendirir.

(2) Acil durumlarla ilgili özel görevlendirilen çalışanların sorumlulukları işverenlerin konuya ilişkin yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Çalışanların yükümlülük ve sorumlulukları

MADDE 6  (1) Çalışanların acil durumlarla ilgili yükümlülükleri aşağıda belirtilmiştir:

a) Acil durum planında belirtilen hususlar dahilinde alınan önleyici ve sınırlandırıcı tedbirlere uymak.

b) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda kendileri ve diğer kişilerin sağlık ve güvenliğini tehlikeye düşürecek acil durum ile karşılaştıklarında; hemen  en yakın amirine, acil durumla ilgili görevlendirilen sorumluya veya çalışan temsilcisine haber vermek.

c) Acil durumun giderilmesi için, işveren ile işyeri dışındaki ilgili kuruluşlardan olay yerine intikal eden ekiplerin talimatlarına uymak.

ç) Acil durumlar sırasında kendisinin ve çalışma arkadaşlarının hayatını tehlikeye düşürmeyecek şekilde davranmak.

(2) İşveren, çalışanların kendileri veya diğer kişilerin güvenliği için ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıkları ve amirine hemen haber veremedikleri durumlarda; istenmeyen sonuçlarıönlenmesi için, bilgileri ve mevcut teknik donanımları çerçevesinde müdahale edebilmelerine imkân sağlar. Böyle bir durumda çalışanlar, ihmal veya dikkatsiz davranışları olmadıkça yaptıkları müdahaleden dolayı sorumlu tutulamaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Acil Durum Planının Hazırlanması

Acil durum planı

MADDE 7  (1) Acil durum planı, tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere acil durumların belirlenmesi, bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirlerin alınması, görevlendirilecek kişilerin belirlenmesi, acil durum müdahale ve tahliye yöntemlerinin oluşturulması, dokümantasyon, tatbikat ve acil durum planının yenilenmesi aşamaları izlenerek hazırlanır.

Acil durumların belirlenmesi

MADDE 8  (1) İşyerinde meydana gelebilecek acil durumlar aşağıdaki hususlar dikkate alınarak belirlenir:

a) Risk değerlendirmesi sonuçları.

b) Yangın, tehlikeli kimyasal maddelerden kaynaklanan yayılım ve patlama ihtimali.

c) İlk yardım ve tahliye gerektirecek olaylar.

ç) Doğal afetlerin meydana gelme ihtimali.

d) Sabotaj ihtimali.

Önleyici ve sınırlandırıcı tedbirler

MADDE 9  (1) İşveren, belirlediği mümkün ve muhtemel acil durumların oluşturabileceği zararları önlemek ve daha büyük etkilerini sınırlandırmak üzere gerekli tedbirleri alır.

(2) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere tedbirler belirlenirken gerekli olduğu durumda ölçüm ve değerlendirmeler yapılır.

(3) Alınacak tedbirler, risklerden korunma ilkelerine uygun olur ve toplu korumayı esas alır.

Acil durum müdahale ve tahliye yöntemleri

MADDE 10  (1) İşverence acil durumların meydana gelmesi halinde uyarı verme, arama, kurtarma, tahliye, haberleşme, ilk yardım ve yangınla mücadele gibi uygulanması gereken acil durum müdahale yöntemleri belirlenir ve yazılı hale getirilir.

(2) Tahliye sonrası, işyeri dâhilinde kalmış olabilecek çalışanların belirlenmesi için sayım da dâhil olmak üzere gerekli kontroller yapılır.

(3) İşveren, işyerinde acil durumların meydana gelmesi halinde çalışanların bu durumun olumsuz etkilerinden korunması için bulundukları yerden güvenli bir yere gidebilmeleri amacıyla izlenebilecek uygun tahliye düzenlemelerini acil durum planında belirtir ve çalışanlara önceden gerekli talimatları verir.

(4) İşyerlerinde yaşlı, engelli, gebe veya kreş var ise çocuklara tahliye esnasında refakat edilmesi için tedbirler alınır.

(5) Acil durum müdahale ve tahliye yöntemleri oluşturulurken 27/11/2007 tarihli ve 2007/12937 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınır.

(6) Acil durum müdahale ve tahliye yöntemleri oluşturulurken çalışanlar dışında müşteri, ziyaretçi gibi işyerinde bulunması muhtemel diğer kişiler de göönünde bulundurulur.

Görevlendirilecek çalışanların belirlenmesi

MADDE 11  (1) İşveren; işyerlerinde tehlike sınıflarını tespit eden Tebliğde belirlenmiş olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 30 çalışana, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 40 çalışana ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 50 çalışana kadar;

a) Arama, kurtarma ve tahliye,

b) Yangınla mücadele,

konularının her biri için uygun donanıma sahip ve özel eğitimli en az birer çalışanı destek elemanı olarak görevlendirir. İşyerinde bunları aşan sayılarda çalışanın bulunması halinde, tehlike sınıfına göre her 30, 40 ve 50ye kadar çalışan için birer destek elemanı daha görevlendirir.

(2) İşveren, ilkyardım konusunda 22/5/2002 tarihli ve 24762 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İlkyardım Yönetmeliği esaslarına göre destek elemanı görevlendirir.

(3) Her konu için birden fazla çalışanın görevlendirilmesi gereken işyerlerinde bu çalışanlar konularına göre ekipler halinde koordineli olarak görev yapar. Her ekipte bir ekip başı bulunur.

(4) İşveren tarafından acil durumlarda ekipler arası gerekli koordinasyonu sağlamak üzere çalışanları arasından bir sorumlu görevlendirilir.

(5) 10dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğüyerine getirmek üzere bir kişi görevlendirilmesi yeterlidir.

Dokümantasyon

MADDE 12  (1) Acil durum planı asgarî aşağıdaki hususları kapsayacak şekilde dokümante edilir:

a) İşyerinin unvanı, adresi ve işverenin adı.

b) Hazırlayanların adı, soyadı ve unvanı.

c) Hazırlandığı tarih ve geçerlilik tarihi.

ç) Belirlenen acil durumlar.

d) Alınan önleyici ve sınırlandırıcı tedbirler.

e) Acil durum müdahale ve tahliye yöntemleri.

f) Aşağıdaki unsurları içeren işyerini veya işyerinin bölümlerini gösteren kroki:

1) Yangın söndürme amaçlı kullanılacaklar da dâhil olmak üzere acil durum ekipmanlarının bulunduğu yerler.

2) İlkyardım malzemelerinin bulunduğu yerler.

3) Kaçış yolları, toplanma yerleri ve bulunması halinde uyarı sistemlerinin de yer aldığı tahliye planı.

4) Görevlendirilen çalışanların ve varsa yedeklerinin adı, soyadı, unvanı, sorumluluk alanı ve iletişim bilgileri.

5) İlk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında işyeri dışındaki kuruluşların irtibat numaraları.

(2) Acil durum planının sayfaları numaralandırılarak; hazırlayan kişiler tarafından her sayfası paraflanıp, son sayfası imzalanır ve söz konusu plan, acil durumla mücadele edecek ekiplerin kolayca ulaşabileceğşekilde işyerinde saklanır.

(3) Acil durum planı kapsamında hazırlanan kroki bina içinde kolayca görülebilecek yerlerde asılı olarak bulundurulur.

Tatbikat

MADDE 13  (1) Hazırlanan acil durum  planının uygulama adımlarının  düzenli olarak takip edilebilmesi ve uygulanabilirliğinden emin olmak için işyerlerinde yılda en az bir defa olmak üzere tatbikat yapılır, denetlenir ve gözden geçirilerek gerekli düzeltici ve önleyici faaliyetler yapılır. Gerçekleştirilen tatbikatın tarihi, görülen eksiklikler ve bu eksiklikler doğrultusunda yapılacak düzenlemeleri içeren tatbikat raporu hazırlanır.

(2) Gerçekleştirilen tatbikat neticesinde varsa aksayan yönler ve kazanılan deneyimlere göre acil durum planlarıgözden geçirilerek gerekli düzeltmeler yapılır.

(3) Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanlarındaki işyerlerinde tatbikatlar yönetimin koordinasyonu ile yürütülür.

Acil durum planının yenilenmesi

MADDE 14  (1) İşyerinde, belirlenmiş olan acil durumları etkileyebilecek veya yeni acil durumların ortayaçıkmasına neden olacak değişikliklerin meydana gelmesi halinde etkinin büyüklüğüne göre acil durum planı tamamen veya kısmen yenilenir.

(2) Birinci fıkrada belirtilen durumlardan bağımsız olarak, hazırlanmış olan acil durum planları; tehlike sınıfına göre çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda bir yenilenir.

Çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitim

MADDE 15  (1) Tüçalışanlar acil durum planları ile arama, kurtarma ve tahliye, yangınla mücadele, ilkyardım konularında görevlendirilen kişiler hakkında bilgilendirilir.

(2) İşe yeni alınan çalışana, iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine ilave olarak acil durum planları ile ilgili bilgilendirme yapılır.

(3) Acil durum konularıyla ilgili özel olarak görevlendirilenler, yürütecekleri faaliyetler ile ilgili özel olarak eğitilir. 11 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca görevlendirilen çalışanlara, eğitimlerin işyerinde iş güvenliği uzmanıveya işyeri hekimi tarafından verilmesi halinde, bu durum işveren ile eğitim verenlerce imzalanarak belgelendirilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Büyük endüstriyel tesislerde acil durum planı

MADDE 16  (1) İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 29 uncu maddesi gereğince güvenlik raporu hazırlanan işyerlerinde hazırlanacak dahili acil durum planları bu Yönetmelikte belirtilen acil durum planı hazırlığında dikkate alınarak kullanılır.

Birden fazla işveren olması durumunda acil durum planları

MADDE 17  (1) Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda, yürütülen işler için diğer işverenlerin yürüttüğü işler de göönünde bulundurularak acil durum planı işverenlerce ortaklaşa hazırlanır.

(2) Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya sitelerinin işyerlerince hazırlanan acil durum planlarının koordinasyonu yönetim tarafından yürütülür.

Asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde acil durum planları

MADDE 18  (1) Bir işyerinde bir veya daha fazla alt işveren bulunması halinde acil durum planlarının hazırlanması konusunda işyerinin bütünü için asıl işveren, kendi çalışma alanı ve yaptıkları işler ile sınırlı olmak üzere alt işverenler sorumludur.

Bir aydan kısa süreli geçici işlerde acil durum planlaması

MADDE 19  (1)  Bir aydan kısa süreli işlerde, işyerinin veya yapılacak işin mahiyeti itibarıyla çalışanlarıdoğrudan etkilemesi muhtemel acil durumlar için bu Yönetmelik kapsamında yapılan özel görevlendirmeler işverence yapılır ve çalışanlar özel görevi bulunanlar ve acil durumlar ile ilgili bilgilendirilir.

Acil durum planı rehberleri

MADDE 20  (1) Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, işçi-işveren ve memur sendikaları ile kamu yararına çalışan sivil toplum kuruluşlarının faaliyet gösterdikleri sektörde hazırladıklarırehber taslaklarından, Bakanlıkça bu Yönetmelik hükümlerine uygunluğu yönünden değerlendirilerek onaylanan taslaklar, Bakanlık tarafından sektör, meslek veya yapılan işlere özgü acil durum planı rehberleri olarak yayımlanır.

Mevcut acil durum planları ve tatbikatlar

GEÇİCİ MADDE 1  (1) 6331 sayılı Kanun gereğince ve bu Yönetmeliğin yayım tarihi öncesinde;

a) Hazırlanmış olan acil durum planları bir yıl içerisinde Yönetmeliğe göre gözden geçirilerek revize edilir.

b) İşyerlerinde gerçekleştirilmiş olan tatbikatlar süresince geçerli sayılır.

Ekip eğitimlerinin tamamlanması

GEÇİCİ MADDE 2  (1) Bu Yönetmelik kapsamında kurulacak olan ekiplerin eğitimleri, bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde tamamlanır.

Yürürlük

MADDE 21  (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 22  (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.